RÜŞVET SUÇUNDA ZİNCİRLEME UNSURU- MENFAATLERİN FARKLI ZAMANDA YERİNE GETİRİLMESİ-ANLAŞMA SAYISI

RÜŞVET SUÇUNDA ZİNCİRLEME UNSURU- MENFAATLERİN FARKLI ZAMANDA YERİNE GETİRİLMESİ-ANLAŞMA SAYISI

YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ

2014/8512 E.

2019/11910 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme şekilde rüşvet alma ve rüşvet verme
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında beraat, diğer sanıklar hakkında mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK'nın 260/1. maddesine göre rüşvet suçundan katılan sıfatını alabilecek

surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Kanunun 18 ve CMK’nın 237/2. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak katılma talebinin KABULÜNE, sanıklar ... ve ... hakkında mahkemece verilen 10/06/2011 tarihli ve 2011/96 Esas, 2011/99 sayılı beraat Kararının sanıklar müdafi tarafından süresinde vekalet ücretine hasren temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C.Başsavcılığının 11/09/2012 tarihli yazısı ile hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 77 ilâ 94. maddelerinde değişiklik yapan hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gerekçesiyle dava dosyasının iade edilmesine müteakip anılan sanıklar hakkında tekrar beraat kararı verildiği, bu haliyle aleyhe temyiz bulunmayan ilk hükmün kesinleştiği anlaşıldığından, Hazinenin temyiz istemi ile sonuç ceza miktarı itibarıyla koşulları bulunmayan sanık ... müdafin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 317 ve 318. maddeleri uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, incelemenin mahkumiyet hükümleri yönünden sanıklar müdafilerin temyiz itirazlarıyla sınırlı ve duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Tebliğnamede isimlerine yer verilen sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında bir temyiz bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
Polis memuru olan sanıkların Aslanlar inşaat firmasından çıkış yapan yüksek tonajlı araçlara cezai işlem uygulanmaması karşılığında lastikçilik yapan ...’e bırakılan günlük ya da aylık 50 TL parayı aldıklarının, rüşvet alma ve rüşvet verme eylemlerinin zincirleme şekilde birçok kez gerçekleştiğinin kabulüyle sanıklar hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri verilmiş ise de; 5237 sayılı TCK'nın, 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının rüşvet tanımından çıkarıldığı cihetle; Aslanlar inşaat firmasından temin edilen kantar fişleri ve sevk irsaliyeleri ile görevli polis memurlarınca düzenlenen icraat formlarının karşılaştırılması sonucunda firmadan yüksek tonajla çıkış yapıp tonaj uygulamasına tabi tutulmasına rağmen cezai işlem uygulanmayan araçların istiap hadlerinin ve buna göre yüksek tonajlı olup olmadıklarının belirlenmesi açısından iddiaya konu tüm araçlara ait ruhsat bilgilerinin temini ile dosyanın kül halinde alanında uzman bilirkişilere tevdi edilerek yüksek tonajlı olduğu halde cezai işlem uygulamayan polis memurlarının görevli olduğu tarihlerde tape kayıtlarını, görüşme zaman dilimlerini karşılaştıran rapor alınmasından sonra dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilip, şarta bağlı rüşvet sözleşmesinin yapılamayacağı, suçun oluşabilmesi için görev gereklerine aykırı olarak belirli bir işin yapılması veya yapılmaması karşılığında çıkar sağlanacağı konusunda taraflar arasında işin yapılmasından önce veya yapılması sırasında gerçekleştirilmiş bir anlaşma bulunması gerektiği hususları da göz önünde tutularak rüşvet suçunun unsurlarının oluşmaması halinde eylemlerin suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nın 257/3. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçu kapsamında kalıp kalmadığının karar yerinde tartışılmasına müteakip sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Sanık ...’ın hükümden sonra 13/02/2014 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
Kabule göre de;
Polis memuru olan sanıkların cezalarının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ek 11. maddesi gereğince artırılması gerektiğinin nazara alınmaması,
Ayrı ayrı rüşvet anlaşması yapılmadığı müddetçe başlangıçta kararlaştırılan menfaatlerin farklı zamanlarda sağlanmasının birden fazla rüşvet suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, rüşvet anlaşmalarının farklı zamanlarda yapıldığına ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan sanıklar hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Suçun 5237 sayılı TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen, polis memuru olan sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince, ayrıca, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden ceza miktarı yönünden kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 18/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.