SAKATLIK TAZMİNATINA İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN İHTİYARİ ARABULUCUK YOLU İLE ÇÖZÜLMESİ BU BELGEYİ İBRANAME HALİNE GETİREMEYECEĞİNDEN TEKRARDAN AÇILACAK DAVANIN ARABULUCULUK ANLAŞMASI SEBEBİYLE REDDİ GEREKİR
T.C.
Yargıtay
17. Hukuk Dairesi
2019/6378 E.
2020/4619 K.
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili; davalının sigortacısı olduğu araç ile davacının sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazasın neticesinde yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL geçici iş göremezlik zararı ile 2.000,00 TL sürekli iş göremezlik zararının davalıdan zmss limit dahilinde ve çıkacak tazminata dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini 95.262,38 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, konu uyuşmazlığın ihtiyari arabulucuk yoluna başvurduklarak çözümlendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin ilamında, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 07.12.2015 tarihinde davacı ile davalı arasında arabuluculuk tutanağının karşılıklı imzalanarak davaya konu olan uyuşmazlığın arabuluculuğa konu uyuşmazlık olarak anlaşma yapılarak sonuçlandırıldığı, imzalara itiraz olmadığı gibi hata, hile veya ikrahla iradelerin fesada uğradığının da ileri sürülmediği, hukuki uyuşmazlıkların tahkim, arabuluculuk ve dava yolu çözülmesi gerektiği, dolayısıyla arabuluculuğa konu olan bir hususun yeniden dava konusu yapılamayacağı, arabuluculuğa konu olan ihtilafın yeniden mahkemeye getirilmesi halinde arabuluculuğun bir anlamının kalmayacağı, kaldı ki Arabuluculuk Kanunu 18/2 madde gereği icra edilebilirlilik şerhi istenebilecek ve ilam niteliğindeki bir belge ortada iken bu davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun uyuşmazlığın alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olan ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurularak çözümlendiğine, davacı yanın mevcut sakatlıklarının esas alınarak maluliyet oranının belirlenmiş olmasına, anlaşma tutanağının taraflarca imzalanıp, yargılama sırasında icra edilebilirlik şerhi de verilmesine, davacının iradeyi fesada uğratan hallerle başvurarak anlaşma tutanağını iptal ettirmemesine, anlaşma belgesinin bir ibraname olmamasına göre ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olup, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/(1).b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK’nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı
10,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 09.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.