SANIĞIN OTOBÜSTE MAĞDURENİN ARKASINA YAKLAŞARAK BACAKLARINA VE KALÇALARINA DOKUNMASI CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN( SARKINTILIK HALİNİ) OLUŞTURUR

SANIĞIN OTOBÜSTE MAĞDURENİN ARKASINA YAKLAŞARAK BACAKLARINA VE KALÇALARINA DOKUNMASI CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN( SARKINTILIK HALİNİ) OLUŞTURUR

T.C.

Yargıtay

14. Ceza Dairesi         

2018/10820 E. 

2019/9062 K.

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı
    HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair
    İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinden
    verilen 02.11.2017 gün ve 2017/404 Esas,
    2017/338 Karar sayılı hükme yönelik istinaf
    başvurusunun esastan reddi
    Hizmetler Bakanlığı vekili

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler sanık müdafisi ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiri ile anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanığın otobüste mağdurenin arkasına yaklaşarak bacaklarına ve kalçasına dokunmaktan ibaret eyleminin mevcut haliyle ani ve kesintili şekilde gerçekleşip, süreklilik arz etmemesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesince 5237 sayılı TCK’nın 103/1-c.2. maddesine göre cezalandırılması yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 103/1-c.1. maddesi ile uygulama yapılması karşısında hükmün bozulması gerekirken, yazılı şekilde anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi,
    T.C. Anayasasının 41. maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı cocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu, aile ve çocukların korunması hakkının Anayasa ile güvence altına alındığı, 6284 sayılı Kanunun 20/2. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği, ancak Bakanlığın davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğu, CMK’nın 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan doğrudan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı, ayrıca sanığın mahkumiyeti halinde suçtan doğrudan zarar gören sıfatıyla davaya katılan kişiler lehine sanığın vekalet ücretine mahkum edildiği de dikkate alındığında, sanığın ikinci bir vekalet ücretine mahkum edilmesi suretiyle maddi zarara uğratılmasının da hakkaniyete uygun olmayacağı gözetilmeden Bakanlık vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafisinin ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 20.03.2018 gün ve 2018/871 Esas, 2018/479 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre atılı suçtan tutuklu bulunan sanığın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü bulunmadığı taktirde derhal salıverilmesinin temini hususunda en seri vasıtayla mahalline bilgi verilmesi için ilgili yerlere yazı yazılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 15.04.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.