SENDİKAL NEDENLE FESİHLERDE ALTI AYLIK KIDEM KOŞULU ARANMAZ
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2016/23685 E.
2017/15506 K.
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmiş, davalı avukatı duruşmalı olarak incelenmesini talep etmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin sendikal nedenlerle feshedildiğini iddia ederek işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, boşta geçen sürelere ait en çok 4 aya kadar olan ücret ve işçilik haklarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, feshin sendikal nedene dayandığından; 4857 sayılı Kanun’un 21. ve 6356 sayılı Kanun’un 25/5. maddesi işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın 1 yıllık ücretten az olmayacak şekilde belirlenmesine, bu mümkün olmadığı taktirde davalı işverenliğin sendikal tazminatın bir yıllık ücretten az olmayacak şekilde tespitine ve sendikal tazminata hak ediş tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, feshin işçinin davranışlarından kaynaklı geçerli sebeplerle gerçekleştiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının mazeretsiz işe gelmeme veya geç gelme hallerine ilişkin olarak davacıya verilmiş herhangi bir uyarı, ihtar bulunmadığı, davacının savunmasının alınmadığı, davacının iş akışını bozacak şekilde bir devamsızlığının olmadığı, davacının işe gelmediğinin tespit edildiği gün hastanede muayene olduğunun sabit olduğu, iş akdinin feshi öncesinde iş akdinin feshedileceğine yönelik yazılı olarak uyarılmadığı, iş akdinin feshinin ölçülülük ilkesine uygun düşmediği, davacının 6 aylık kıdemine 1 gün kala yapılan feshin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, feshin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, feshin son çare olması ilkesine uygun davranılmadığı ve davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Temel uyuşmazlık, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. Maddesi uyarınca altı aylık kıdemi olmayan davacının, feshin geçersizliği ve işe iade talep edip etmeyeceği noktasındadır.
Sendikal nedenle fesih 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25’inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, … şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kabul edilip yürürlüğe girdiğinde, 25’inci maddesinin dördüncü fıkrasında “İşverenin dışında yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi hâlinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir” beşinci fıkrasında “ iş sözleşmesini sendikal nedenlerle feshetmesi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18, 20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez” kurallarına yer verilmiştir.
Bu düzenleme nedeni ile iş güvencesi kapsamında kalmayan işçinin sendikal nedenle fesihlerde hem feshin geçersizliği, hem de sendikal tazminat isteyemeyeceği yorumları yapılmıştır. Ancak konu iptal istemi ile Anayasa Mahkemesi önüne geldiğinde, Anayasa Mahkemesi 22/10/2014 tarihli ve E.: 2013/1, K.: 2014/161 sayılı Kararı ile dördüncü fıkrada yer alan “…fesih dışında…” ibaresi ile beşinci fıkradaki “18” ibarelerini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir. Anılan maddelerde iptal nedeni ile kural değerlendirildiğinde artık iş güvencesi kapsamında kalsın veya kalmasın sendikal nedenle fesihlerde feshin geçersizliği ve işe iade istenebileceği gibi ayrıca sendikal tazminatta ayrı bir dava olarak talep edilebilecektir. Önemli olan sendikal nedenin kanıtlanmasıdır. Sendikal neden kanıtlanmadığı durumda işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmadığı değerlendirilecektir.
Kaldı ki 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25/5 fıkrada yapılan düzenleme ile iş güvencesi kapsamında sayılmayan ve keza deneme süresi içinde fesih hakkı kötüye kullanılarak veya sendikal nedenle feshedilen işçi gruplarının feshe karşı sendikal tazminattan yararlandırılmaması; Uluslararası … Örgütü (ILO) Denetim Organlarının (Uzmanlar Komitesi, Sendika Özgürlüğü Komitesi) raporlarındaki değerlendirmelerinde açıkça görüleceği üzere “örgütlenme özgürlüğünün teminatına ilişkin genel tutumuna ters düşmektedir. Ayrıca düzenleme iş güvencesi kapsamında olanlar ve olmayanlar arasında doğrudan ayrımcı bir uygulamaya gittiği için de ILO’nun 87 ve 98 sayılı Sözleşmelerine aykırılık teşkil etmekte idi. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile bu ayrım ortadan kalkmıştır.
İş akdinin fesih bildiriminde gösterilenin aksine sendikal nedene dayandığını ileri süren davacı işçi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca bu iddiasını ispat ile yükümlüdür.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece sendikal neden olmadığı, ancak kıdemine göre iş güvencesi kapsamında altı aylık kıdemine bir gün kalan işçinin iş sözleşmesinin feshinin kötüniyetle yapıldığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmiştir. Mahkemece sendikal neden konusundaki deliller hatalı değerlendirildiği gibi altı aylık kıdem konusundaki gerekçesi de Dairemizin uygulamasına göre isabetli bulunmamıştır. Ancak sendikal nedenle fesihlerde altı aylık kıdem koşulu aranmayacaktır.
Dosya içeriği bu kapsamda değerlendirildiğinde işyerinde sendikalar arasında çekişme yaşandığı, davacının işverenin iş kolunda örgütlü sendikaya üye olduğu, iş kolunun davacı üye olduktan sonra değiştirildiği, sendika üyeliğinden kısa süre sonrada çıkarıldığı tanık anlatımları ile anlaşılmaktadır. İş kolunun değişmesi, sendikal faaliyet ve üyeliği nedeni ile feshi etkileyen bir olgu değildir. Kısaca bu olgu sendikal nedenle feshi etkilemez. Davacı sendike üyeliği nedeni ile iş sözleşmesinin feshedildiğini kanıtlamıştır. Sendikal nedenle fesihte de altı aylık kıdem aranmamalıdır.
Davacının sendikal tazminatının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25/6 maddesi uyarınca belirlenmesi gerekir. Karar bu nedenle bozulmuştur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3 ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. Maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın tazminat miktarının sendikal fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 1 yıllık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacının işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan 262.50 TL. yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.980,00 TL. vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak 11.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.