SENET İLE İSPAT ZORUNLULUĞU-İSTİSNASI EVLAT İLE EVLAT EDİNEN ARASINDAKİ ALACAK DAVASI
TC
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
2016/25661 E.
2019/11724 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, vefat eden eşi ile birlikte davalıyı evlat edindiklerini, eşinin 11/02/2013 tarihinde vefatı ile eşi adına kayıtlı olan taşınmazın 1/4'ünün kendisine, 3/4'ünün ise davalıya kaldığını, davalının bu yerin üçüncü kişiye satışı için kendisini ikna ettiğini ve davalı ile birlikte 3. bir kişiye satış işleminin yapıldığını davalı ile arasındaki şifahi sözleşmeye göre davaya konu yerin tahmini 160-200.000,00 TL arasındaki bir bedelle satışında payına düşen satış bedelinin kendisine peşin olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının satış işlemi gerçekleştirilirken sadece 20.000TL ödediğini, bakiye bölümü vereceğini söyleyerek izini kaybettirdiğini, sonrasında bakiye hiç bir bedel ödemediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı tarafından evlatlığına yapılan hisse satışından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı, eşinden miras kalan taşınmazdaki hissesini 3. kişiye satış yapılması için davalıya devrettiğini, davalı tarafından kendisine sadece 20.000,00 TL’nin ödendiğini, aralarında şifahi sözleşme bulunduğunu kalan bakiye alacağın ödenmediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının 1/4 hissesini 07/11/2014 tarihinde kendisine 20.000,00 TL bedelle sattığını, kendisinin de bu taşınmazı 03/07/2015 tarihinde tapuda 67.000,00 TL bedelle ... isimli şahsa sattığını, iddia edildiği gibi taraflar arasında sözlü bir anlaşma olmadığını, alacağın yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının taşınmazını tapuda düzenlenen resmi senetle vekilsiz olarak bizzat davalıya satıp resmi belgede yazılı olan bedeli almış olduğu, bedelin bir kısmının alınmadığı iddiasının ancak yazılı delille ya da delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunulması halinde tanıkla ispat edilebileceği, davacı tarafından yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge sunamadığından ve bu nedenle sonuca etkili olmadığından tanık dinlenilemeyeceği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; taraflar arasında evlat edinen ve evlatlık ilişkisi mevcut olup, evlatlık da evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olacağından (M.K 500. madde) dava konusu alacağın miktarına bakılmaksızın tanık delili ile ispat imkanı mevcuttur. (HMK 203. madde) Davacı taraf tanık listesini dosyaya ibraz ettiği halde, mahkemece davacının tanıkları dinlenmeksizin eksik araştırma ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.