SERİ MUHAKEME VE BASİT YARGILAMA USULLERİ 2020'DE BAŞARIYLA UYGULANDI

SERİ MUHAKEME VE BASİT YARGILAMA USULLERİ 2020'DE BAŞARIYLA UYGULANDI
   

HUKUK SİSTEMİMİZE KAZANDIRILAN YENİ USULLER BAŞARIYLA UYGULANIYOR

Yargı Reformu Stratejisi kapsamında hayata geçirilen seri muhakeme ve basit yargılama usulleri, TBMM’de kabul edildikten sonra 24 Ekim 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı ve 1 Ocak 2020’den itibaren de uygulanmaya başlandı.

SERİ MUHAKEMEDE UYUŞMAZLIKLAR 1 GÜNDE ÇÖZÜLÜYOR

Seri muhakeme usulünün başladığı 1 Ocak 2020 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında Cumhuriyet Başsavcılıklarınca düzenlenen talepnamelerden 57 bin 396’sı mahkemelerce karara bağlandı.

Seri muhakeme usulüne tâbi suçlarda, uyuşmazlıklar, bir gün gibi kısa bir süre içerisinde sonuçlandırılıyor. Soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanıyor. Seri muhakeme usulünde şüphelinin avukatın yanında teklifi kabul etmesi halinde Cumhuriyet Savcısı, mahkemeye talepname gönderiyor. Mahkemede aynı gün içerisinde hüküm verilerek, süreç bir günde tamamlanıyor.

BASİT YARGILAMA ASLİYE CEZA MAHKEMESİNİN GÖREV ALANINA GİREN VE ÜST SINIRI İKİ YILA KADAR SUÇLARDA UYGULANIYOR

1 Ocak 2020 ila 31 Aralık 2020 tarihleri arasında 70 bin 938 dosyada 83 bin 47 suçta basit yargılama usulünün uygulanması sonucu karar verildi. Bu kararların 31 bin 445’i kesinleşti. Kesinleşen dosyalardaki suç sayısı ise 36 bin 469 oldu.   

Basit yargılama usulünde dosyalarda yargılama kamu davası açıldıktan sonra ortalama üç ay gibi kısa bir sürede tamamlanıyor. 

Basit yargılama usulü, asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren ve üst sınırı iki yıla kadar suçlarda uygulanıyor. Asliye ceza mahkemeleri, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezası veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebiliyor. Mahkeme tarafından basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilen bir dosyada, taraflara iddianame tebliğ edilerek beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri isteniyor. Sürenin bitiminde, mahkeme duruşma açmadan dosya üzerinden karar veriyor.  

BAKAN GÜL: İNFAZ KURUMLARIMIZ YARGI REFORMU SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR DEĞİŞİMDEN GEÇİYOR

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülerin devlete emanet olduğunu belirterek, “Bütün bir ceza infaz rejimi ve infaz kurumlarımız yargı reformu sürecinde önemli bir değişimden geçiyor.” dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ceza infaz kurumları müdürleriyle toplantı düzenledi. Telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantıda Bakan Gül, ceza infaz kurumlarının, haklarında mahkûmiyet kararı verilen kişilerin cezalarını çektirmekten, özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarından ibaret bir yer olmadığını dile getirdi. Bakan Gül, “Hukuk Fakültesinde bize öğretilen ve hiç unutmadığım bir söz var: ‘‘Suç dışarıda, insan içeride’’. Yani suç, infaz kurumlarının dışındadır, içeride bir ‘‘insan’’ vardır. Artık o kişi topluma yeniden kazandırılacak, rehabilite edilecek, iyileştirilecek bir hükümlüdür.” şeklinde konuştu.

Güçlü bir hukuk devletinin tüm kural ve kurumlarıyla işlerlik kazanması açısından, hükümlü haklarının korunması büyük öneme sahip olduğunu dile getiren Bakan Gül konuşmasına şöyle devam etti:

“İdarecisi olduğunuz kurumların iyi işleyişini size emanet ettiğimiz gibi, mahkemeler de size bir insanı emanet etmektedir. O insanın canı, sağlığı, emniyeti ve onuru size emanettir. Bütün bir ceza infaz rejimi ve infaz kurumlarımız yargı reformu sürecinde önemli bir değişimden geçiyor. Sizden beklentimiz, bu değişime ayak uydurmanız, maiyetinizdeki personeli de bu doğrultuda yönlendirmenizdir. Örneğin hükümlülerin iyi hal değerlendirmesi ikinci yargı paketi ile daha somut ve zengin bir içeriğe kavuştu. Böylece, gerçekten iyi halli olanların bu durumun avantajlarından yararlanmasını, infazın iyileştirme amacına uygun işlemesini amaçlıyoruz. 1 Ocak’ta yürürlüğe giren bu düzenlemeyle değerlendirme kuruluna Aile Bakanlığından, Sağlık Bakanlığından uzman katılımı olacak.”

Bakan Gül, hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlık koşullarını iyileştirecek önlemlerin alınması devletin görevi, tutuklu ve hükümlülerin ise hakkı olduğunu vurgulayarak, “Kişinin özgürlüğünden alıkonulmuş olması, herhangi bir biçimde teşhis ve tedavi sürecinin gerektirdiği standartlardan uzaklaşılmasının gerekçesi olarak kabul edilemez. İnsan sağlığı bakımından cezaevinde bulunan ile bulunmayan arasında bir fark gözetilememesinin teminatı sizlersiniz. Sizden bu dikkat ve özeni gözetip sürdürmenizi bekliyorum.” dedi.

“BU DÖNEMİN KAHRAMANLARI İNFAZ KORUMA MEMURLARIMIZDIR”

Bakan Gül pandemi döneminde infaz koruma memurlarının fedakârca çalıştığını belirterek, “Her zor dönem, her mücadele, her sıkıntı kendini kahramanlarını yaratır. Bizim için bu dönemin kahramanları infaz koruma memurlarımızdır. Herkese ‘‘evde kal’’, ‘‘evden çıkma’’ dedik ama onlara ise ‘‘eve gitme’’, ‘‘evden uzak dur’’ denildi. 440 ceza infaz kurumundan binlerce infaz koruma memurumuz, ya vardiyasında ya da müstakil konaklama merkezinde karantinada kaldı. O dönem hem onlar için, hem de değerli aileleri için çok büyük ve anlatılması çok güç bir fedakârlıktı.” ifadelerini kullandı. 

Seri muhakeme ve basit yargılama usulleri 2020'de başarıyla uygulandı