ŞİRKET TEMSİLCİSİNİN ŞİRKET ADINA DÜZENLEDİĞİ SENETTEN ŞİRKETİN SORUMLU OLACAĞI

ŞİRKET TEMSİLCİSİNİN ŞİRKET ADINA DÜZENLEDİĞİ SENETTEN ŞİRKETİN SORUMLU OLACAĞI

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

2015/22661 E.

2016/349 K.

12.1.2016 T.

* ŞİRKET TEMSİLCİSİNİN ŞİRKET ADINA DÜZENLEDİĞİ SENETTEN ŞİRKETİN SORUMLU OLACAĞI
 (Ticaret Sicil Kayıtlarının Sadece Üçüncü Kişiler Hakkında İlandan Sonra Hukuki Sonuçlarını Doğuracağı/14.09.2011 Tarihli Yönetim Kurulu Kararı İle Temsilci Olarak Atananın 21.09.2011 Tarihinde Şirket Adına Düzenlediği Senetten Dolayı Borçlu Şirketin Sorumlu Olduğu)

* KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ HACİZ YOLUYLA İCRA TAKİBİ (Borca İtiraz - Borçlu Şirketin Sorumluluğu Açısından Yönetim Kurulu Karar Tarihinin Esas Alınması Gerektiği/14.09.2011 Tarihli Yönetim Kurulu Kararı İle Temsilci Olarak Atananın 21.09.2011 Tarihinde Şirket Adına Düzenlediği Senetten Dolayı Borçlu Şirket Sorumlu Olacağından Mahkemece İtirazın Reddine Karar Verilmesi Gerekirken Takibin İptali Yönünde Hüküm Tesisinin İsabetsiz Olacağı)

* TAKİBİN İPTALİ (Borca İtiraz - Ticaret Sicil Kayıtlarının Sadece Üçüncü Kişiler Hakkında İlandan Sonra Hukuki Sonuçlarını Doğuracağı/14.09.2011 Tarihli Yönetim Kurulu Kararı İle Temsilci Olarak Atananın 21.09.2011 Tarihinde Şirket Adına Düzenlediği Senetten Dolayı Borçlu Şirket Sorumlu Olacağından Mahkemece İtirazın Reddine Karar Verilmesi Gerektiği)

* BORCA İTİRAZ (Ticaret Sicil Kayıtlarının Sadece Üçüncü Kişiler Hakkında İlandan Sonra Hukuki Sonuçlarını Doğuracağı/14.09.2011 Tarihli Yönetim Kurulu Kararı İle Temsilci Olarak Atananın 21.09.2011 Tarihinde Şirket Adına Düzenlediği Senetten Dolayı Borçlu Şirket Sorumlu Olacağından Mahkemece İtirazın Reddine Karar Verilmesi Gerekirken Takibin İptali Yönünde Hüküm Tesisinin İsabetsiz Olacağı)

6102/m.36

ÖZET : Dava, kambiyo senetlerine özgü yolu ile ica takibinin iptali sitemine ilişkindir. Ticaret sicil kayıtlarının, sadece üçüncü kişiler hakkında ilandan sonra hukuki sonuçlarını doğuracağı kabul edilmiştir. Borçlu şirketin sorumluluğu açısından ise, yönetim kurulu karar tarihinin esas alınması gerekmektedir. 14/09/2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile temsilci olarak atananın, 21/09/2011 tarihinde şirket adına düzenlediği senetten dolayı borçlu şirket sorumlu olacağından, mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-)İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:

2-) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu şirket vekilinin takibe dayanak bonodaki imzanın .'a ait olduğu, ancak senedin muvazaalı olarak eski tarihli düzenlendiği, bununla birlikte senet üzerindeki düzenlenme tarihinde de bu kişinin yetkisinin ilan ve tescil edilmediği, dolayısıyla senedin, şirketi bağlayıcı nitelikte bulunmadığı iddiasıyla takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, senedin, düzenlenme tarihi itibariyle senedi imzalayanın yetkisi ilan edilmediğinden, şirket adına senet düzenlenme yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Senet üzerindeki imzanın .'a ait olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, .'ın, şirket adına senet düzenleme yetkisinin ne zaman başladığına ilişkindir.

6102 Sayılı TTK.nun 36. maddesinin 1. fıkrası gereğince; ticaret sicil kayıtları, üçüncü kişiler hakkında gazete ile ilanın yapıldığı günü izleyen iş gününde hukuki sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca ise; tescili zorunlu olduğu hâlde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı zorunlu iken ilan olunmamış bir husus, ancak bunu bildikleri veya bilmeleri gerektiği ispat edildiği takdirde, üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir.

Somut olayda .'ın 14/09/2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile 1 yıl süre ile şirket adına münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığı, bu kararın 28/09/2011 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, takip dayanağı bononun düzenlenme tarihinin ise 21/09/2011 olduğu anlaşılmaktadır.

Yukarıda belirtilen kanun maddesiyle, ticaret sicil kayıtlarının, sadece üçüncü kişiler hakkında ilandan sonra hukuki sonuçlarını doğuracağı kabul edilmiştir. Borçlu şirketin sorumluluğu açısından ise, yönetim kurulu karar tarihinin esas alınması gerekmektedir.

O halde 14/09/2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile temsilci olarak atananın, 21/09/2011 tarihinde şirket adına düzenlediği senetten dolayı borçlu şirket sorumlu olacağından, mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarda (2) numaralı bentte yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.