ŞİRKETE KAYYUM ATANDIĞI VAKİT ESKİ YÖNETİMDE BULUNAN İŞÇİLERİN İŞ SÖZLEŞMESİ GEÇERLİ NEDENLE FESHEDİLEBİLİR

ŞİRKETE KAYYUM ATANDIĞI VAKİT ESKİ YÖNETİMDE BULUNAN İŞÇİLERİN İŞ SÖZLEŞMESİ GEÇERLİ NEDENLE FESHEDİLEBİLİR

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

2020/757 E.

2020/3687 K.

4.3.2020 T.

* FESHİN GEÇERSİZLİĞİ İLE İŞE İADE ( Davalı Şirket FETÖ/PDY İle İrtibat ve İltisakı Nedeniyle Yönetime TMSF’nin Kayyum Atandığı Şirketlerden Olup Terör Örgütü İle İrtibatlandırılan Şirketin Üst Yönetiminin Değiştirilmesinin Kayyum Atanmasının Doğal Sonucu Olduğu/Aynı Yöneticiler İle Çalışmaya Devam Etme Durumunda Kayyum Atanmasının Anlamı Kalmayacağı – Davacı Davalı Şirkette En Son Uygulamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Olarak Çalışmış Olup Davacının İş Akdinin Feshi Geçerli Nedene Dayandığı Kabul Edilerek Davanın Bu Gerekçeyle Reddi Gerektiği )

* KAYYUM ATANMASININ DOĞAL BİR SONUCU OLARAK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İRTİBATLANDIRILAN ŞİRKETİN ÜST YÖNETİMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ ( İşe İade – Aynı Yöneticiler İle Çalışmaya Devam Etme Durumunda Kayyum Atanmasının Anlamı Kalmayacağı/Davacının Davalı Şirkette En Son Uygulamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Olarak Çalıştığı Anlaşılmakla Davacının İş Akdinin Feshi Geçerli Nedene Dayandığı Kabul Edilerek Davanın Reddedileceği )

* KAYYUM ATANMASI SONRASINDA OLUŞTURULAN YENİ YÖNETİMİN ÖNCEKİ YÖNETİM ZAMANINDA GÖREV ALMIŞ KİŞİLERİ ÇALIŞTIRMAYA DEVAM ETMESİNİ BEKLEMENİN MÜMKÜN OLMADIĞI ( İşe İade – Davalı Şirket FETÖ/PDY İle İrtibat ve İltisakı Nedeniyle Yönetime TMSF’nin Kayyum Atandığı Şirketlerden Olup Terör Örgütü İle İrtibatlandırılan Şirketin Üst Yönetiminin Değiştirilmesinin Kayyum Atanmasının Doğal Sonucu Olduğu/Davacı Davalı Şirkette En Son Uygulamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Olarak Çalışmış Olup İş Akdinin Feshinin Geçerli Nedene Dayandığı )

4857/m.19,20

ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı şirket FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakı nedeniyle yönetime TMSF’nin kayyum atandığı şirketlerden olup kayyum atanmasının doğal sonucu, terör örgütü ile irtibatlandırılan şirketin üst yönetiminin değiştirilmesidir. Aynı yöneticiler ile çalışmaya devam etme durumunda kayyum atanmasının anlamı kalmayacaktır. Kayyum atanması sonrasında oluşturulan yeni yönetimin önceki yönetim zamanında görev almış kişileri çalıştırmaya devam etmesini beklemenin mümkün olmadığı ve iş sözleşmesinin devamının çekilmez hale geldiğini kabul etmek gerekeceği açıktır. Davacı da davalı şirkette en son uygulamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalışmış olup davacının iş akdinin feshi geçerli nedene dayandığı kabul edilerek davanın bu gerekçeyle reddi gerekirken kabulü hatalıdır.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi’nin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : A-) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı işyerinde en son uygulamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalıştığını, davacının iş akdinin savunmasının alınmadan performans düşüklüğü gerekçesi ile haksız ve mesnetsiz olarak feshedildiğini, davacının yönetim değişikliği sonrası terfi ettirilmesinin fesihte yer verilen soyut iddiaların gerçek dışı olduğunu ortaya koyduğunu beyanla feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine, 4 aylık brüt ücret tutarında boşta geçen süre ile 8 aylık brüt maaşı kadar işe başlatmama tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B-) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davalı şirkete 22/09/2016 tarihli karar ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından kayyım atandığını, davacının yönetim değişikliğinden sonra işin sevk ve idaresinden beklenen işbirliğini sağlayamaması, yönetimini üstlendiği birimde gereken gayreti göstermemesi nedeni ile Fon Kurulu tarafından atanan yönetim kurulunca iş akdinin fesih kararının alındığını ve davacıya yazılı olarak tebliğ edildiğini, fesih bildiriminde sözleşmeyi sona erdirme iradesi yanında ayrıca sona erme zamanının da yeteri kadar açık ve yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermeyecek şekilde ifade edildiğini, davacının iş akdinin fesih kararında belirtilen gerekçeleri bizzat kararı veren yönetim kurulu tarafından gözlemlendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

C-)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk derece mahkemesince, davacının davalı şirkette 03/03/2015 tarihinden itibaren uygulamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalıştığı, davalı şirketin 03/03/2017 tarihli fesih yazısı ile davacının “sevk ve idaresinde beklenen iş birliğini sağlayamamanız, yönetimini üstlendiğiniz şirket/bölüm/birimde gereken gayreti gösterememeniz nedeni ile” iş akdi sonlandırılmış ise de; İş Kanununun 19. Maddesine göre işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenlerle fesih halinde işçinin savunması alınmadan iş sözleşmesi feshedilemeyeceği kuralına rağmen davacının savunması alınmadan iş akdinin feshedildiğinden feshin geçersizliğine ve davacının davalı işyerindeki işe iadesine, işe başlatılmaması durumunda davacının kıdem durumuna göre 4 aylık brüt ücreti tutarındaki tazminat ile mahkeme kararının kesinleşmesine kadar çalışamadığı süre için 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının davalı tarafından ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.

D-) İstinaf başvurusu :

İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E-) İstinaf Sebepleri:

Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının iş akdi müvekkil şirkete mahkeme kararıyla atanan kayyum nedeniyle oluşturulan yeni yönetim tarafından geçerli nedenle feshedildiğini, davacının savunmasının alınmasının sonuca bir etkisi bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

F-) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :

Bölge adliye mahkemesince, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili fesih nedenlerinden birisi olup, iş akdinin bu sebebe dayalı olarak feshedilebilmesi için savunmasının alınması zorunludur. Davalı işveren tarafından, davacının savunmasının alındığına ya da işçinin savunma vermekten imtina ettiğine dair herhangi bir tutanak ya da belge ibraz edilmemiştir. Savunma alınması, feshin yasada öngörülen biçimsel koşullarından birisi olduğu için feshin salt bu sebeple geçersiz olduğunun kabulü gerekir. İşin esasına girilerek ayrıca bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

G-) Temyiz başvurusu :

Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

H-) Gerekçe:

Davalı şirket FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakı nedeniyle yönetime TMSF’nin kayyum atandığı şirketlerden olup kayyum atanmasının doğal sonucu, terör örgütü ile irtibatlandırılan şirketin üst yönetiminin değiştirilmesidir. Aynı yöneticiler ile çalışmaya devam etme durumunda kayyum atanmasının anlamı kalmayacaktır. Kayyum atanması sonrasında oluşturulan yeni yönetimin önceki yönetim zamanında görev almış kişileri çalıştırmaya devam etmesini beklemenin mümkün olmadığı ve iş sözleşmesinin devamının çekilmez hale geldiğini kabul etmek gerekeceği açıktır. Davacı da davalı şirkette en son uygulamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalışmış olup davacının iş akdinin feshi geçerli nedene dayandığı kabul edilerek davanın bu gerekçeyle reddi gerekirken kabulü hatalıdır.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 20/3 maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nun 373/2 maddeleri uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;

1-)Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-)Davanın REDDİNE,

Alınması gereken 54,40 TL. karar-ilam harcından davacının yatırdığı 31,40 TL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 23 TL. Karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

4-)Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 198,10 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5-)Davalı vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 3.400,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, kesin olarak, 04.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.