SOSYAL MEDYA ADALETİ YARGININ ÖNÜNE GEÇTİ İDDİASI
Haklı haksız, suçlu suçsuz gözetmeksizin adeta adalet dağıtan sosyal medya kullanıcılarının oluşturduğu yeni adalet sistemi hakkında hukukçular Millî Gazete’ye önemli açıklamalarda bulundu.
“Sosyal medya adaleti” tartışmaları giderek derinleşiyor. Haklı haksız, suçlu suçsuz gözetmeksizin adeta adalet dağıtan sosyal medya kullanıcılarının oluşturduğu yeni adalet sistemi hakkında hukukçular Millî Gazete’ye önemli açıklamalarda bulundu.
“ADALETSİZLİKTEN DOĞAN BİR TATMİNSİZLİK ORTAYA ÇIKIYOR”
Hukuki Araştırmalar Derneği İstanbul Şube Başkanı Av. Mustafa Yaman, konunun temelini işaret ederek, “Adaletsizlikten doğan bir tatminsizlik ortaya çıkıyor. Bu da kendi hakkını kendi savunma ve kendi hakkını kendi yerine getirme eğilimine neden oluyor. Sonuç olarak bir anarşi meydana geliyor. Adaletin olmadığı yerde de hâkim kürsüsüne anarşi oturur” dedi.
“SOSYAL MEDYA, BİR HAK ARAMA MERCİİ DEĞİLDİR”
Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ömer Faruk Alimoğlu ise, “Sosyal medya bir hak arama mercii ya da hukukun ikamesi değildir. Bu sebeple kişi, kurum ve kuruluşları, mahkemelerin görevlerini yaparken hiçbir etki ile baskı altında kalmamasını sağlayacak şekilde sorumlu davranmalıdır” dedi.
Türkiye’de adalet sistemine duyulan güvenin giderek azalması “Sosyal medya adaleti” tartışmalarını gündeme getirdi. Yargı sistemindeki aksaklıklar nedeniyle vatandaş, haksızlıklara karşı sesini duyurmak için sosyal medya uygulamalarında örgütleniyor. Başta taciz ve cinayet konularında yargının yetersiz kaldığını düşünen yüz binlerce sosyal medya kullanıcısı, yaptıkları paylaşımlarla konuyu gündem haline getiriyor ve adeta adalet dağıtıyor. Suçlu suçsuz ayırt etmeksizin sosyal medyada başlayan yargısız infaz, birçok hukukçu tarafından tehlikeli bir durum olarak değerlendiriliyor.
“ADALETİN OLMADIĞI YERDE HÂKİM KÜRSÜSÜNE ANARŞİ OTURUR”
Hukuki Araştırmalar Derneği İstanbul Şube Başkanı Av. Mustafa Yaman, sosyal medyada adalet aramanın boş bir çaba olduğunu belirterek, “Sosyal medya kullanıcılarının tamamı hukuk eğitimi almış insanlar değil. Hukuk bir ihtisas alanı, hukukçular sadece 4 yıl eğitim alan insanlar da değil. Sosyal medyada insanların hakları adına söz hakkı verirseniz bireyin kişilik haklarının infazına yol açarsınız. Çünkü sosyal medyada kalabalık kuralı geçerli... Kalabalığı toplayan, doğru ve yanlış her şeyi savunabiliyor, insanlar arasında her şeyi yayabiliyor. Bu yönüyle sosyal medya adaletini kabul etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı. “Sosyal medya adaleti” konusunun çıkış noktasını işaret eden Mustafa Yaman, “Adalet sisteminin bıraktığı boşluktan dolayı sosyal medya ve adalet tartışmaları yapılıyor bugün. İdeal anlamda adaletin gerçekleştirilememesi nedeniyle adaletsizlikten doğan bir tatminsizlik ortaya çıkıyor. Bu da kendi hakkını kendi savunma ve kendi hakkını kendini yerine getirme eğilimine neden oluyor. Sonuç olarak bir anarşi meydana geliyor. Adaletin olmadığı yerde de hâkim kürsüsüne anarşi oturur” şeklinde konuştu.
“SOSYAL MEDYA NORMLAR HİYERARŞİSİNİN EN ÜSTÜNDE KONUMLANIYOR”
Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ömer Faruk Alimoğlu, hukuk sisteminin yaşadığı sorunları belirterek, “Sosyal medya öyle bir hâl aldı ki yargıda belirleyici bir unsur olarak karşımızda duruyor. Sosyal medyada kötü niyetli insanların, suç örgütlerinin olmadığını söylemek gerçeğe sırt dönmek olur. Kamuoyu oluşturma gücü de hesaba katıldığında sosyal medya şimdilik normlar hiyerarşisinin en üstünde konumlanıyor. Bu da yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüne bir tehdit demektir. Sosyal medya, bir hak arama mercii ya da hukukun ikamesi değildir” dedi.
Milli Gazete