SUÇ TARİHLERİ ARASINDAKİ UZUN SÜRE-SUÇ TARİHLERİNİN İDDİANAME DÜZENLEME TARİHİNDEN ÖNCE OLMASI-ZİNCİRLEME SUÇ

SUÇ TARİHLERİ ARASINDAKİ UZUN SÜRE-SUÇ TARİHLERİNİN İDDİANAME DÜZENLEME TARİHİNDEN ÖNCE OLMASI-ZİNCİRLEME SUÇ

T.C. YARGITAY

5.Ceza Dairesi

Esas:  2018/1205

Karar: 2019/6791

Karar Tarihi: 04.07.2019

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda şikayetçi ...'un aşamalardaki anlatımlarında sanıktan kazanç karşılığında ödünç para aldığını beyan etmesi, tanık ...'ın şikayetçinin anlatımlarını doğrulaması, sanık ile şikayetçi arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamasına rağmen ödünç verilen borç miktarının fazla olması ve bu borç para karşılığında şikayetçiden senet alınması hususları ile UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; Hatay 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/11/2013 tarihli ve 2013/10 Esas, 2013/645 Karar sayılı ilamıyla sanığın tefecilik suçundan beraatine karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/11042 Esasında kayıtlı olduğu, suç tarihinin iddianame anlatımına göre 2008 yılı, iddianame tarihinin 24/12/2012 olduğu, temyize konu bu davada ise suç tarihinin iddianame anlatımına göre 2011 yılı, iddianame tarihinin 18/01/2013 olması karşısında; her iki dosyadaki deliller birlikte değerlendirilip, sanığın, aynı suç işleme kararı kapsamında değişik tarihlerde birden fazla mağdura kazanç karşılığı ödünç para verdiği, suç ve iddianame tarihlerine göre de hukuki kesinti bulunmadığı nazara alınıp, kamu davalarının birleştirilmesinden sonra zincirleme suç hükümleri de dikkate alınarak yüklenen suçtan mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,

Kabule göre de;

Hüküm fıkrasında CMK'nın 223/2-e maddesine yer verilmeyerek aynı Kanunun 232/6. maddesine aykırı davranılması,

Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 04/07/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.