TAAHHÜTNAMEDE BULUNAN KEFALET SÖZLEŞMESİNDEKİ GEÇERLİLİK ŞARTLARI

TAAHHÜTNAMEDE BULUNAN KEFALET SÖZLEŞMESİNDEKİ GEÇERLİLİK ŞARTLARI

TC

YARGITAY

12. Hukuk Dairesi         

2021/4059 E. 

2021/4901 K.

Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık ...'in, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair ... 21. İcra Ceza Mahkemesinin 28/03/2017 tarihli ve 2016/360 esas, 2017/248 sayılı kararı aleyhine ... Bakanlığı'nın 16/02/2021 gün ve 94660652-105-34-19284-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31/03/2021 gün ve KYB- 2021/29433 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, ... 9. İcra Dairesinin 2015/3595 sayılı dosyası üzerinden borçlu ...'a kambiyo senetlerine mahsus ödeme emrinin 05/02/2015 tarihinde usulü ile tebliğ edilmesini müteakip, sanık ...'in 20/06/2016 tarihinde icra müdürlüğüne gelerek icra kefili olduğu ve bu sıfatla alacaklı vekili ve icra müdürünün huzurunda ödeme emri tebliğinden sonra anılan borcu ödemeyi taaahüt etmesi üzerine 20/06/2016 tarihli tutanağın tanzim edildiği anlaşılmakla, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 09/06/2016 tarihli ve 2016/3298 esas, 2016/19382 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 583/1. maddesinde yer alan "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında; sanığın 20/06/2016 tarihli icra kefalet tutanağında, kefil olarak sorumlu olacağı azamî miktarı belirtmediği gibi kefalet tarihine dair de kendi el yazısı ile yazılmış herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşıldığından, geçerli bir taahhütnamenin varlığından söz edilemeyeceği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden ... 21. İcra Ceza Mahkemesinin 28/03/2017 tarihli ve 2016/360 esas, 2017/248 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına, bu eylemle ilgili olarak sanık hakkında tazyik hapsi infaz edilmekte ise salıverilmesine; 18/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.