TAHAKKUK İÇERSE BİLE İMZA TAŞIMAYAN BORDROLARIN KARŞILIĞI İŞÇİNİN BANKA HESABINA ÖDENMESİ HALİNDE DIŞLAMA YAPILMAYIP, MİKTAR OLARAK MAHSUP YAPILMALIDIR
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2016/13980 E.
2020/2869 K.
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 08.09.2008-26.02.2014 tarihleri arası davalı işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmesi ve haklarının verilmesi için … Noterliğinin 14.02.2014 02428 yevmiye sayılı ihtarını davalıya keşide ettiğini, ihtarına olumlu cevap verilmediği için iş akdini 26.02.2014 tarihinden itibaren haklı nedenle feshettiğini, müvekkilinin normal mesaisinin 08:00-18.00 saatleri arası olduğunu, kimi zaman çalışmalarının 19:00-20:00 saatlerine uzadığını, işyerinden en son kendisi çıktığı için çoğu zaman saat 20:00-21:00’lere kadar çalıştırıldığını, bazen Cumartesi ve Pazar günleri de işlerin olması sebebi ile amirleri tarafından çağrıldığını, hafta sonu çalışma ücretlerinin ödenmediğini, müvekkilinin resmi ve dini tatillerde çalıştığı dönemler olduğunu, müvekkilinin davalı iş yerindeki brüt ücretinin 1.782,30 TL. net ücretinin 1.270,14 TL. olduğunu, maaş ödemelerinin … Bankası … Şubesinin 1184472017 sayılı hesabına ödendiğini belirterek ayrıntıları dava dilekçesinde yazılı alacaklardan toplam 25.285,40 TL’nin faiz, masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; usul kaidelerine göre davacının belirsiz alacak davası açamayacağını, davacının müvekkili Banka bünyesinde, 08.09.2008 tarihinde işe başladığını, 26.02.2014, 27.02.2014 ve 28.02.2014 tarihlerinde izin almaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına üç iş günü işe gelmediğini, bu nedenle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-g maddesi uyarınca iş akdinin 28.02.2014 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, bu sebeple davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının fazla çalışma yapmış olduğu dönemlerde, bu çalışması ile ilgili olarak fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini, ücret bordrosunda fazla çalışma sütununun bulunması halinde, bordroya ihtirazi kayıt koymayan işçinin sonradan fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, davacıya yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat hafta tatili verildiğini, o günün ücretinin de tam olarak ödendiğini, ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışmasının olmadığını, davacının tatil ücreti alacağı bulunmadığını, İş Kanunu’nun işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkını düzenleyen 24. maddesinde, işçinin fazla mesai ücretinin ödenmemesi derhal fesih hakkını doğuran bir hal olarak belirtilmediğini, bu halin varlığı ileri sürülerek sözleşmenin feshedilmesinin haksız fesih olarak kabul edilmesi gerekeceğini, davacının keşide ettiği ihtarnamede de ihtarnamede iş akdini haklı nedenle derhal feshettiğine dair herhangi bir ifade bulunmadığını, dava dilekçesinde, kıdem tazminatının ve diğer alacaklarının son brüt ücret üzerinden hesaplanması talep edildiğini, davacının müvekkili Banka’dan alacağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla aksi düşüncenin benimsenmesi halinde fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin hesaplanmasında çalışmanın gerçekleştiği dönemlerdeki ücretin esas alınması gerekeceğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece dosyadaki bilgi, belgelere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla mesai çalışması yapıp yapmadığı ve bordrodaki fazla mesai, ödemelerinin dışlanıp dışlanmayacağı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve hafta tatili alacağının ödendiği varsayılır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma ve tatil alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı ve hafta tatili çalışmalarını yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ve tatil ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma ve tatil çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır
Dairemiz uygulamasına göre işçinin imzasını taşıyan ve fazla mesai ve hafta tatili tahakkuku içeren bordro dönemlerinin fazla mesai ve hafta tatili hesabından dışlanması gerekirken, tahakkuk içerse bile imza taşımayan bordroların karşılığının işçinin banka hesabına ödenmesi halinde dışlama yapılmayıp, miktar olarak mahsup yapılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, dosyadaki imzalı bordrolarda fazla mesai tahakkuklarının bir kısmının dışlandığı tahakkuk bulunan diğer aylara ilişkin her hangi bir gerekçe bildirilmeden hesaplamaya dahil edildiği anlaşılmakla, fazla mesai tahakkuku yapılıp davacıya ödendiği anlaşılan ayların yukarıda açıklandığı üzere fazla mesai hesabından dışlanması, tahakkuk içerse bile imza taşımayan bordroların karşılığının işçinin banka hesabına ödenmesi halinde miktar olarak mahsup yapılması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
3- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nca (BDDK) 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 71’inci maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi hükmü uyarınca 29.05.2015 tarihi itibarıyla TMSF’ye devredilen Asya Katılım Bankası A.Ş.’nin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi gereği harçtan muaf olduğunun gözetilmemesi de ayrıca hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 24.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.