TAKİBİN GENEL HACİZ YOLUYLA YAPILMIŞ OLMASI BONO İÇİN YASADA ÖNGÖRÜLEN ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN UYGULANMAYACAĞI SONUCUNU DOĞURMAZ
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
2020/949 E.
2020/8967 K.
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Bonoya dayalı genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçluların yasal sürede icra müdürlüğüne borca ve ferilerine itirazıyla duran takipte alacaklının icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince, istemin reddine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, takibe dayanak senetlerin İİK’nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İİK’nun 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Zamanaşımı itirazı, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır (Prof.Dr.Baki Kuru, İİH-1. Cilt 1988-sh.242 ve devamı). Öte yandan Takibin genel haciz yoluyla yapılmış olması bono için yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı sonucunu doğurmaz.
Somut olayda, takip dayanağı bonoların 03.12.2010 keşide ve 28.01.2012-28.03.2012 vade tarihli oldukları, 02.11.2017 tarihinde genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlular tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, takibe konu bonolar kambiyo vasfına haiz olup vade tarihlerinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nun 778. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 749. maddesi gereğince takip tarihlerinde itibariyle üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır.
O halde, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 09.10.2019 tarih ve 2018/1443 E. – 2019/2290 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.