TAKİBİN KESİNLEŞMİŞ OLMASI KOŞULU İLE HACİZ SIRASINDA YADA HACİZ İŞLEMİNİN GERÇEKLEŞMESİNDEN SONRA BORÇLU HACZİ KABİL OLMAYAN MAL VE HAKLARLA İLGİLİ OLARAK BU HAKKINDAN VAZGEÇEBİLİR
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
2008/11382 E.
2008/18503 K.
MAHKEMESİ : Nazilli İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2008
NUMARASI : 2008/32-2008/89
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 121. maddesinde (bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez) hükmüne yer verilmiştir.
İİK.83-a maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de “…..borçlunun, hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira, bir malın ne derece haczedilmez olduğunun, borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği” ifade olunmuştur. Bu durumda takibin kesinleşmiş olması koşulu ile haciz sırasında yada haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir. (HGK. 31.3.2004 tarih ve 2004/12-2002).
Somut olayda, 06.10.2007 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlunun SSK emekli maaşının 250 YTL’lik kısmının haczine muvafakat ettiği görülmektedir. Muvafakat tarihinde takip kesinleşmiş değişik tarihlerde muhtelif hacizler de yapılmıştır. Bu durumda, haciz sırasındaki kabul, takibin kesinleşmesinden sonra olduğundan geçerlidir.
İcra mahkemesince borçlu şikayetinin açıklanan nedenlere reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.