TARAFLAR, TİCARİ DEFTERLERİNİ YASAYA UYGUN TUTMUŞ OLSALAR BİLE, İKİ TARAFIN DEFTERLERİ, BİRBİRİNE AYKIRI İSE, TİCARİ TİCARİ DELİL OLARAK KABUL EDİLMEZ
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
2018/1179 E.
2020/356 K.
10.02.2020 T.
ÖZET:
davacı tarafın .. tarihinde davalıya yapmış olduğu ödeme dekontlarının havale kısmında da niçin gönderildiğine dair herhangi bir açıklama olmadığından davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu hususunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. – ticari delil –
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi’nin .. esas ve … tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
(6100 S. K. m. 370)
Taraflar arasındaki istirdat davası hakkında ilk derece mahkemesinden verilen davanın reddine yönelik hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Adana BAM 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davacının davalıdan 300 ton mandalina satın almak üzere sözlü bir sözleşme akdettiklerini, davacının davalıya 2 seferde 15.000,00’er TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL banka kanalı ile ödeme yaptığını ayrıca davacının davalıya 3 adet toplam 110.000,00 TL tutarında çek ciro ederek verdiğini, davacının bu sözleşme gereğince üzerine düşen edimleri ifa ettiği ancak davalının teslim etmek zorunda olduğu mandalinaları teslim etmeyerek temerrüde düştüğünü, davalının buna karşılık aynı zamanda aldığı nakit ve çekleri de iade etmediğini,
Buna karşılık aldığı çekleri Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/12423 esas sayılı dosyası ile işleme koyduğunu ve davacının borcunu ödediğini, bu durumda davalının sebepsiz zenginleştiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 142.372,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili
Açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi ortada sebepsiz mahiyette bir zenginleşme bulunmadığını, davalının uhdesinde çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle yasal hakkı olan icra takibi hakkını kullandığını, davacının olmadığını iddia ettiği borcu icra takibi sırasında ödediğini iddia etmesi durumunda istirdat davası açması gerektiğini, istirdatta ise icra takibinde icra zoruyla ödenen paranın geri alınmasının sözkonusu olduğunu,
Davalının ibraz ettiği çeklerin ciranta olan davacı tarafından ciro edildiğini, davacının ciranta olduğundan bahisle iddia ettiği zararını tazmin etme amacı ile davalıya başvurduğunu, bu nedenle taraf sıfatı olmayan davacının davasının usulden reddinin gerektiğini, davacının icra takibinde ödediğini iddia ettiği iki adet 15.000,00 TL’nin bu dosya borcuna istinaden yapılmadığını
Bunun aksinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacının yaptığı iki adet 15.000,00.TL ödemede başkaca bir açıklama yapılmadığı için davacının davalıya olan borcunu ödemek için bu havaleyi yaptığını, icra takibine konu üç adet çeklerin sebepten mücerret olduğunu, herhangi bir nedene dayanmak zorunda olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın ticari defterinin kendi lehine delil oluşturabileceği ve kayıtlara göre davalının dava tarihi itibariyle davacı tarafa bir borcunun görünmediğinin tespit edildiği, davacı tarafın defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 138.000,00.TL alacaklı olduğunun görüldüğünün tespit edildiği istinaf edilmiştir.
Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere taraflar ticari defterlerini yasaya uygun tutmuş olsalar bile iki tarafın defterleri birbirine aykırı ise ticari defterlerin delil vasfı kazanmayacağı, istinaf edilmiştir.
Davacı taraf bu delilin yanında tanık deliline dayanmış ise de karşı taraf tanık dinlenmesine muvafakat etmediğinden dava değeri dikkate alınarak yasa gereği davacı tarafın tanık dinletme talebinin reddedildiği, davacı tarafın 07/11/2014 ve 28/10/2014 tarihinde davalıya yapmış olduğu ödeme dekontlarının havale kısmında da niçin gönderildiğine dair herhangi bir açıklama olmadığından davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu hususunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi’nin 2018/120 esas ve 2018/106 karar sayılı ve 08/02/2018 tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,
Delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi