TARİFE VEKALET ÜCRETİ DURUŞMALARA İŞTİRAK VE KALİTELİ HİZMET ŞARTINA BAĞLI DEĞİLDİR

TARİFE VEKALET ÜCRETİ DURUŞMALARA İŞTİRAK VE KALİTELİ HİZMET ŞARTINA BAĞLI DEĞİLDİR

T.C.

Yargıtay 

Ceza Genel Kurulu 

2011/397 E.

2012/25 K.

 
 DAVA : Hırsızlık suçundan sanık E. K.'un 5237 Sayılı T.C.K.nın 142/1 -f, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, ertelemeye ve vekalet ücretine ilişkin, Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.2.2009 gün ve 213-152 Sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 12.9.2011 gün ve 20765-33373 sayı ile;
 
"... Sanığın katılan kuruma kaçak elektrik bedelini ödemediği anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan. 5271 Sayılı C.M.K.nun 231/6 ncı maddesinin ( c ) bendinde yazılı 'suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın tazmin suretiyle tamamen giderilmesi' koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinden tebliğnamedeki bu hususa değinen bozma görüşüne iştirak edilmemiş ve yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
 
Ancak;
 
Katılan kurum vekilinin oturumlarda hazır bulunmadığı, sadece katılma istemini içeren dilekçeyi mahkemeye verdiğinin anlaşılması karşısında; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre dilekçe yazım ücreti yerine yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmolunması.
 
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 Sayılı C.M.U.K.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322 nci maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
 
'575 ytl maktu vekalet ücretinin sanıktan tahsiliyle katılan kuruma verilmesine' dair bölümün hükümden çıkartılmasına ve 130 TL dilekçe yazım ücretinin sanıktan alınarak katılan kuruma verilmesine,...sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün düzeltilerek ONANMASINA...",
 
Karar verilmiştir.
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 26.10.2011 gün ve 264911 sayı ile;
 
"... Yargılamanın mahkumiyetle sonuçlanması durumunda, kamu davasına katılmış olan gerçek ya da tüzel kişiler lehine maktu vekalet ücretine hükmedilecektir. Bu ücret katılan vekilinin değil, doğrudan kendisini vekille temsil ettiren katılanın hak ettiği bir yargılama gideri olarak yasal düzenleme altına alınmıştır. Burada katılanın; zorlayıcı bir hüküm ya da başka geçerli bir yasal dayanak da bulunmadığı halde, vekilinin duruşmalara girmemesi gerekçe gösterilerek bu haktan mahrum bırakılması hukuken himaye edilemez. Bu sebeple katılan yararına maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazma ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair görüş ve bu görüşe dayanılarak verilen bozma kararı hukuka aykırıdır..."
 
Görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak. Özel Daire düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve hükmün ONANMASINA karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
 
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya. Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:
 
KARAR : Özel Daireyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; vekili duruşmalara iştirak etmeyen katılan idare lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine mi, yoksa dilekçe yazım ücretine mi hükmedilmesi gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
 
İncelenen dosya içeriğinden:
 
21.02.2007 tarihinde düzenlenen duruşmaya hazırlık tutanağıyla verilen karar uyarınca, 27.6.2007 günü yapılacak ilk duruşmanın 30.4.2007 tarihinde şikayetçi Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili Av. Ö. D.'a tebliğ edildiği.
 
Şikayetçi vekilinin dilekçeyle davaya katılma isteminde bulunması üzerine, yerel mahkemece 27.6.2007 günü Av Ö. D.'ın hazır olmadığı oturumda, Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin katılma isteminin kabulüne ve Av Ö. D.'ın da duruşmalara katılan vekili olarak kabulüne karar verildiği,
 
Katılan vekilinin yargılama boyunca yapılan oturumlara katılmadığı, yokluğunda verilen kararın da 23.3.2009 tarihinde katılan vekiline tebliğ edildiği, ancak hükmü temyiz etmediği, Anlaşılmaktadır.
 
Ceza Genel Kurulunun 04.10.2011 gün ve 167-194 Sayılı kararında açıklandığı gibi; birisi Avukatlık Sözleşmesinden kaynaklanan, diğeri ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre karşı tarafa yüklenen olmak üzere ikiye ayrılan "avukatlık ücreti". 1136 Sayılı Avukatlık Yasasının 164. maddenin 1. fıkrasında; "avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Hukuki yardımın ne şekilde yerine getirileceği maddede sayılmamış ve tarafların aralarında yapacakları anlaşmaya bırakılmıştır.
 
Avukatlık Yasasının 168. maddesi uyarınca hazırlanıp 19.12.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve yerel mahkemenin karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Ceza davalarında ücret" başlıklı 13/1. maddesindeki: "Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin 2. kısım 2. bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir" şeklindeki hükmüne göre, sanığın mahkum olması halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. kısım 2. bölümüne göre vekalet ücreti ödenmesine karar verilmelidir.
 
Katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi için ceza davasının mahkumiyetle sonuçlanması ve katılanın kendisini hukuki yardımından yararlandığı bir vekille temsil ettirmesi yeterli olup, ayrıca vekilin duruşmaları takip etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira, tarifeye göre hükmedilmesi gereken vekalet ücreti, katılana vekili tarafından sunulan hukuksal yardımın şekli ve kalitesiyle ilintili olmayıp, katılanın kendisini vekil temsil ettirmesinin bir sonucudur.
 
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde:
 
Katılan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş., elektrik hırsızlığı suçundan sanığın mahkumiyetiyle sonuçlanan ceza davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi zorunlu olup, yerel mahkemece maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu sebeple Özel Dairenin, "dilekçe yazım ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmolunması" gerekçesine dayalı olan düzelterek onama kararı yerinde değildir.
 
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüyle Özel Daire düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA karar verilmelidir. Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Genel Kurul Üyesi; "Özel Daire düzelterek onama kararının isabetli olduğu" görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle.
 
1- ) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne,
 
2- ) Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 12.9.2011 gün ve 20765-33373 Sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına,
 
3- ) Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 12.2.2009 gün ve 213-152 Sayılı hükmünün ONANMASINA,
 
4- ) Dosyanın yerel mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 07.02.2012 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.