TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ TAŞINMAZIN AYNINA İLİŞKİN OLMADIĞI

TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ TAŞINMAZIN AYNINA İLİŞKİN OLMADIĞI

T.C.

YARGITAY

20. HUKUK DAİRESİ

2019/6225 E.

2020/321 K.

28.01.2020 T.

Özet: Tasarrufun iptali davası, taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığından ve HMK gereğince genel yetki kuralının geçerli olduğundan cevap süresi içinde itiraz eden tüm davalıların yetki itirazlarının incelenmesi gerekir.

MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davada … 2. Asliye Hukuk ve … Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
… Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesince, tüm davalıların ikamet adreslerinin “…/…” olduğu ve tüm davalıların yasal cevap süresi içerisinde usulüne uygun olarak yetki itirazında bulundukları gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, dava; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkında Kanunun 24 vd. maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasıdır. Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak kanun özel bir yetki kuralı getirmemiş olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca bu davaların davalıların yerleşim yerinde açılmış olması gerekir. Davanın aynı hakka ilişkin bir dava olmaması nedeniyle şahsi haktan kaynaklanan bu davalarda tasarrufa konu taşınmaz olsa bile taşınmazın bulunduğu yerde dava açılması mümkün değildir. Tasarrufun iptali davalarında HMK’nın 12. maddesinin uygulanması ihtimali bulunmamaktadır. Diğer tarafdan 6100 sayılı HMK’nın 7. maddesi uyarınca birden fazla davalı aleyhine açılan davalarda davalıların birinin yerleşim yeri mahkemesinde dava açılması mümkün ise de tasarrufun iptali davalarında iptale konu edilen tasarrufun tarafları bu davalarda İİK’nın 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. HMK’nın 60. maddesi; mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği halde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder hükmünü içermektedir. Bu nedenle davalıların yetki itirazını birlikte ileri sürmeleri, daha açık bir ifade ile zorunlu dava arkadaşı olan davalıların tamamının yetki itirazının bulunması zorunludur. Aksi halde yetki itirazı yapılmamış sayılacaktır. … Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisizlik kararı ile dosyanın mahkememize gelip 2019/207 Esasına kaydı yapılmış, dosyanın incelenmesi neticesinde dava dilekçesinin davalıların dava dilekçesinde bildirilen adreslerine tebliğe çıkarılmış olduğu, tensip zaptı ile dava dilekçesi davalı …’ın “… Mah. … Sk. No:5 …/…” adresinde 08.01.2018 tarihinde, davalı …’nun “… Mah. … Cad. No:33 İç kapı No:4 …/…” adresine 08.01.2018 tarihinde, davalı …’nun “… Cad. No:33 İç kapı No:5 …/…” adresine 08.01.2018 tarihinde, davalı …’nun “… Mah. … Cad. N-23 İç kapı N-2 …/…” adresine ise 01.02.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalılardan … ve … 22/01/2018 tarihinde, davalı … 09/02/2018 tarihinde süresi içinde cevap dilekçesi vermiş ve yetki itirazında bulunmuştur. Davalılardan … ise 19.01.2018 tarihinde vermiş olduğu dilekçesi ile davaya cevap vermek için 2 haftalık ek süre verilmesini talep etmiş, mahkemenin 19.01.2018 tarihli ara kararı ile “talebin kabulüne HMK’nın 127. maddesi uyarınca bir defaya mahsus olmak üzere cevap dilekçesini ibraz etmek için davalı vekiline 2 haftalık ek süre verilmesine” hükmetmiş ve iş bu ara kararı davalı …’ın “… Mah. … Sk. No:18 İç Kapı No:5 …/…” adresine tebliğe çıkarılmış ancak davalının bu adreste tanınmadığından bahisle iade edilmiş, dosya içerisinde buna ilişkin başkaca tebliğat parçası bulunmadığından mahkemece bu ara kararın davalı …’a usulüne uygun olarak tebliğ edilemediği anlaşılmıştır. Davalı …’a süre uzatım talebinin kabulüne dair ara karar usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden … tarafından da süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamış ancak 28/06/2019 tarihli ikinci cevap dilkeçesi olarak mahkemeye sunmuş olduğu dilekçesinde yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğu itirazında bulunmuştur. Her ne kadar davalı … ikinci cevap dilkeçesi ile yetki itirazında bulunsa da yetki itirazının ilk itirazlardan olup yalnızca cevap dilekçesi ileri sürülebileceği, ikinci cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmanın mümkün olmadığı, davaya konu ihtilafın tasarrufun iptalinden kaynaklı olup kesin yetki kuralına tabi olmadığı böylelikle davanın HMK’nın 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiği ve aynı Kanunun 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabildiği, davalılardan …, … ve …’nun adresleri “…/…” olsa da diğer davalı …’ın dava dilekçesinde bilinen adresinin “…/…” olduğu ve dava dilekçesinin bu adrese usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, esasa cevap süresi içinde verdiği dilekçede yetki itirazında bulunmadığı ve mahkemeden 2 haftalık ek süre talebinde bulunduğu ve mahkemece talebin kabul edildiğine dair ara kararın davalı …’a usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden yargılamaya devam olduğu ve davalı …’nın dava dilekçesinin kendisine tebliğinden çok uzun süre sonra vermiş olduğu 28/06/2018 tarihli ikinci cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunduğu, İİK’nın 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca hep birlikte ileri sürülmesi kanun gereği olduğundan diğer davalılar …, … ve … süresinde yetki itirazında bulunmuş olsa da davalı …’ın usulüne uygun olarak yapmış olduğu bir yetki itirazı bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununun “Davalının birden fazla olması hâlinde yetki” başlıklı 7. maddesi hükmü: (1) “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Tüm davalıların ikamet adreslerinin “…/…” olduğu ve tüm davalıların yasal cevap süresi içerisinde usulüne uygun olarak yetki itirazında bulundukları anlaşılmış olup buna göre uyuşmazlığın … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince … 2. Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.