TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVALARINDA ZAMANAŞIMI
T.C.
Yargıtay
17. Hukuk Dairesi
2015/9858 E.
2015/10342 K.
MAHKEMESİ : Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/02/2015
NUMARASI : 2014/1378-2015/187
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı O.. K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
Tarafların İddia ve Savunmaları
Asıl davada davacılar vekili, davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile müvekkili S.C.’a çarparak maluliyetine neden olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle S.C. için 40.000-TL, Z.C. için 10.000-TL, A. C. için 10.000-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı O. G. K. vekili, müvekkilinin kusursuz olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …..Teks. Ltd.Şti. vekili, davacının tam kusurlu olduğunu, taleplerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleştirilen davada davacılar vekili, asıl davadaki talepleri yönünden olay tarihinden itibaren işlemiş faiz olan 17.750,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri ayrı ayrı zamanaşımı definde bulunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüyle, davacı S.C. için 10.000-TL, Z. C. ve A.C. için 2.500,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, birleştirilen davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili ve davalı O.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı O.. K.. vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, trafik kazası 11.01.2008 tarihinde meydana gelmiştir. Asıl davadaki talep yönünden, 11.01.2013 tarihli ek davayla asıl davadaki talep için olay-tarihinden itibaren 17.750-TL işlemiş faizin tahsili talebinde bulunulmuştur.
İlgili Mevzuat
Haksız fiil, BK.nun 41. maddesinde tanımlanmıştır. 60.maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaları hangi süreler içinde açacağı belirtilmiştir. Buna göre zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık süre içinde dava açılmalıdır.
2918 sayılı KTK’nun 109/1.maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” 109/2.maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan; faiz alacağı asıl alacak ödenmedikçe her gün işleyen, yürüyen ve zaman geçtikçe doğan bir alacaktır. Bu çerçevede dava açıldığı tarihten geriye doğru hesap edilebilecek zamanaşımı süresi içinde istenebilir.
Mülga 818 Sayılı BK.131.maddesi gereğince asıl alacak zamanaşımına uğradığında faiz ve diğer ek haklar da zamanaşımına uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabidir. BK.133/2 maddesi gereğince alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zamanaşımının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konudur. Faiz alacağının ayrı bir dava konusu olmasını engelleyen bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Faiz isteği, asıl alacağın bir bölümü olmadığından ayrı bir alacak niteliğinde olup esas alacak tahsil edilmedikçe ayrı bir davayla istenebilir. Yine asıl alacağın ödenmesi için açılan davada faize ilişkin hakkın-saklı tutulmaması, daha sonra faiz için ayrı bir-dava açılmasına engel değildir. Mülga 818 Sayılı BK’nun 113.maddesinin 2.fıkrasında kabul edilen esas, asıl borcun ödenmesi ile ilgilidir. Bu madde ile asıl borcun ödenmesi sırasında işlemiş faizleri isteme hakkı saklı tutulmamışsa artık faizin istenemeyeceği belirtilmektedir. Faiz alacağına ilişkin davanın açıldığı tarihte asıl borç ödenmemiş ise asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi içinde faizi istenebilir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 11.01.2008 tarihinde gerçekleşmiş; davacı vekilince işlemiş faize ilişkin dava 11.01.2013 tarihinde açılmıştır. Davaya konu trafik kazası sonucunda bir kişi yaralanmış olup, sürücünün eylemi kaza tarihinde yürürlükte-bulunan 5237 Sayılı TCK’nun 89.maddesi kapsamında kalmaktadır. Sürücünün anılan eylemi nedeni ile öngörülen ceza zamanaşımı süresi TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıldır. Buna göre davada, trafik kazası tarihiyle birleştirilen dava tarihi arasında uzamış ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır. Aksi düşünce ile faiz talebi ile ilgili birleşen davanın yazılı gerekçe ile reddedilmesi doğru olmamıştır.
3-) Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin vekâlet ücretine yönelik sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Sonuç
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
(3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Aşağıda dökümü yazılı 740,79 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 8.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.