TÜKETİCİ MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN TAŞINMAZIN AYNINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLAR ARABULUCULUĞA TABİ DEĞİLDİR
T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2022/6968 E.
2022/9061 K.
MAHKEMESİ :SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ORDU 4. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi ve müdahalenin önlenmesi davasının usulden reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 21.03.2011 tarihli konut satışına ilişkin sözleşme bulunduğunu, dairenin teslim edildiğini, taksitlerin zamanında ödenmediğini, sözleşmenin 9. maddesi uyarınca temerrüt ihtarı gönderildiğini, borcun ifa edilmediğini ileri sürerek sair hakları saklı tutularak sözleşmenin feshine ve davalı tarafından işgal edilen taşınmaza vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 sayılı kanunun 73/A maddesi uyarınca tüketici mahkemelerindeki uyuşmazlıklarda dava açılmadan arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu kuralın istisnalarından birisi taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar olarak kabul edilmiştir. Taşınmaz aynına ilişkin davalar mülkiyet haklarına ilişkin olacağı gibi şahsi talep hakkı doğuran sözleşmeye dayanarak taşınmaz üzerindeki ayni hak değişikliği ortaya çıkaran bir dava da olabilir. Davacı mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesini talep etmiş olmakla uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece uyuşmazlığın dava şartı arabuluculuk kapsamında bulunmadığı gözetilerek, işin esası incelenip, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.