TÜKETİCİNİN TURA KATILAMAMASI NEDENİYLE ÖDEDİĞİ BEDELİ TALEP EDEBİLECEĞİ

TÜKETİCİNİN TURA KATILAMAMASI NEDENİYLE ÖDEDİĞİ BEDELİ TALEP EDEBİLECEĞİ
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRE

2016/11386 E.

2018/5800 K.

15.05.2018 T.

Özet: Uyuşmazlık; sözleşmenin feshi-bedel iadesi istemine ilişkindir. Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde yer alan “Sözleşme metninde veya müstakil herhangi bir belgede tüketicinin bu Yönetmelikte yer alan haklarını kullanmaktan feragat ettiğine dair veya seyahat acentesinin bu Yönetmelikten kaynaklanan yükümlülüklerini sınırlayan veya ortadan kaldıran kayıtlar geçersizdir.” düzenlemesi karşısında davacının sözleşmenin iptale ilişkin bölümleri nedeniyle bir talepte bulunamayacağından bahsedilemez. Davacının, sözleşmede yer alan hizmetler ile sunulan hizmetler arasındaki farkı talep hakkı bulunmaktadır. Tura katılamaması nedeniyle davacının, davalıların yapmadığı masrafların tazmin edilmesini talep hakkının bulunduğunun kabulü ile davalının ise yapmış olduğu zorunlu masraflara katlanma yükümlülüğünün olmadığının kabulü gerekir. Mahkemece, davacının tazminini isteyebileceği meblağın tespiti yönünden konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan … Tur A.Ş.’nin yetkili acentesi olan diğer davalı … Turizm şirketi ile 16.06.2013 hareket tarihli yurt dışı tur seyahati için sözleşme imzaladıklarını ve ücretin ödendiğini, ancak tur başlamadan yaklaşık bir buçuk ay önce ev içinde geçirdikleri kaza nedeniyle tura katılma imkanlarının kalmadığını ve bu durumun rapor ile tevsik edildiğini, tur iptal ve sözleşme bedelinin iadesi taleplerini içeren davalılara yönelik ihtarlarının neticesiz kaldığını ileri sürerek, davalı tarafa ödenen 3.665,00.- TL’nin 29.05.2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, sözleşme ile iptal hallerinin düzenlendiğini ve iptal durumunun sigorta koruması altında olup davalıların iade ile mesul olmadıklarını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Kanun’un 6/C maddesinde “Paket tur sözleşmeleri; ulaştırma, konaklama ve bunlara yardımcı sayılmayan diğer turistik hizmetlerin en az ikisinin birlikte, her şeyin dahil olduğu fiyatla satılan veya satış taahhüdü yapılan ve hizmeti yirmidört saatten uzun bir süreyi kapsayan veya gecelik konaklamayı içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu, önceden düzenlenmiş yazılı sözleşmelerdir.” düzenlemesi mevcuttur. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin, içeriği itibariyle paket-tur sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ve tur katılımcısı olan dava dışı eşinin turun başlamasından yaklaşık bir buçuk ay önce bir kazaya uğrayarak yaralandıkları konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı, hizmet bedelini turun başlamasından önce ödemesine rağmen, tura katılamadığı için davalılar tarafından verilecek hizmetlerden yararlanamamıştır.
Taraflar arasında aktedilen sözleşme içerisinde detaylı olarak sürelerde belirtilerek iptal/değişiklik durumları düzenleme altına alınmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile sözleşmenin “II-İptal-Vazgeçme-Değişiklikler” başlıklı maddesinde tur iptali ile ilgili bilgilerin açıkça yer aldığı, ilgili maddenin (c) bendinde tur iptalinde bedel iadesine ilişkin şartların belirlendiği, tüketicinin korunması açısından ekstra olarak 30 Euro karşılığında iptal güvence paketi sigorta poliçesinin davacı tarafından satın alındığı, davalı şirketlerin gerekli bilgilendirmeyi yaptıkları, tüketiciyi koruyucu tedbirleri aldıklarından tüketicinin uğradığı zarardan sorumlu olmadıkları mütalaasında bulunulmuş ve bu mütalaa hükmün gerekçesinde de tekrarlanarak davanın reddi cihetine gidilmiştir. Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde yer alan “Sözleşme metninde veya müstakil herhangi bir belgede tüketicinin bu Yönetmelikte yer alan haklarını kullanmaktan feragat ettiğine dair veya seyahat acentasının bu Yönetmelikten kaynaklanan yükümlülüklerini sınırlayan veya ortadan kaldıran kayıtlar geçersizdir.” düzenlemesi karşısında davacının sözleşmenin iptale ilişkin bölümleri nedeniyle bir talepte bulunamayacağından bahsedilemez. Bu durumda davacının, sözleşmede yer alan hizmetler ile sunulan hizmetler arasındaki farkı talep hakkı bulunmaktadır. Bir başka ifade ile tura katılamaması nedeniyle davacının, davalıların yapmadığı masrafların tazmin edilmesini talep hakkının bulunduğunun kabulü ile davalının ise yapmış olduğu zorunlu masraflara katlanma yükümlülüğünün olmadığının kabulü gerekir. Mahkemece, davacının tazminini isteyebileceği meblağın tespiti yönünden konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.