ÜST SINIR LİMİT İPOTEĞİNDEKİ MİKTARIN AŞILMASI YÖNÜNDEKİ ŞİKAYET YASAL DÜZENLEMELER VE YERLEŞMİŞ YARGITAY UYGULAMASINA GÖRE SÜRESİZ ŞİKAYETE TABİDİR
T.C.
Yargıtay
8. Hukuk Dairesi
2013/24258 E.
2014/17307 K.
MAHKEMESİ : Gemlik İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/131-2013/35
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle İcra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK’nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır.
1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır.
2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş “amir hükümlere” aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Hukuku-1988 Baskı cilt:1, sh:94-HGK. 22.01.2003 tarih, 2003/12-17 E. 2003/29 K.).
Somut olayda ipotek alacaklısı Nezih Özer Ülgen tarafından 30.000 TL bedelli limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlatılmış, örnek 9 numaralı ödeme emri ipotekli taşınmaz maliki olan borçlu Mehmet Ali Özkan’a 01.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 12.09.2011’de İcra Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda, diğer şikayet sebeplerinin yanı sıra limit aşımı şikayetinde de bulunmuştur.
Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
TMK.’unun 851 ve 881.maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ ipoteğinde (üst sınır ipoteği) borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlanabilir. TMK.’nun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının bu limiti aşması mümkün değildir. HGK.nun 24.05.1989 tarih ve 1989/11-294 E, 1989/378 K. sayılı kararında da yukarıdaki kural benimsemiştir. İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Limitin aşıldığı yönündeki borçlu şikayeti yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre süresiz olarak icra mahkemesince incelenip karara bağlanmalıdır.
Bu durumda, Mahkemece, borçlunun limit aşımı şikayeti incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.’nun 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.