USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ - ALACAKLI VE BORÇLU ADRESLERİNİN AYNI OLMASI - TEBLİĞ TARİHİNİN BELİRLENMESİ

USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ - ALACAKLI VE BORÇLU ADRESLERİNİN AYNI OLMASI - TEBLİĞ TARİHİNİN BELİRLENMESİ

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
2021/12828 E.
2022/6219 K.
24.5.2022 T.

USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ ( Tebligat Adresi Hem Alacaklı Hem de Borçlunun Adresi Olmakla Hasma Tebliğ Yasağına İlişkin Tebligat Kanunu 39 Maddesi Hükmüne Aykırı Olduğundan Tebligatın Usulsüz Olduğu/Tebligat Şikayetinin Kabulüyle Tebligat Kanunu 32 Maddesi Gereğince Tebliğ Tarihinin Öğrenme Tarihine Göre Düzeltilmesine Karar Verilmesi Gerektiği )

ALACAKLI VE BORÇLU ADRESLERİNİN AYNI OLMASI ( Tebligat Kanunu 39 Maddesi Uyarınca Kendilerine Tebliğ Yapılması Caiz Olan Kimselerin O Davada Hasım Olarak Alakaları Varsa Muhatap Namına Kendilerine Tebliğ Yapılamayacağı/Buna Göre Tebligat Adresi Hem Alacaklı Hem de Borçlunun Adresi Olmakla Hasma Tebliğ Yasağına İlişkin Tebligat Kanunu 39 Maddesi Hükmüne Aykırı Olduğundan Tebligatın Usulsüz Olduğu )

TEBLİĞ TARİHİNİN BELİRLENMESİ ( Tebligat Kanunu 32. Maddesi Gereğince Tebliğ Usulüne Aykırı Yapılmış Olsa Bile Muhatabı Tebliğe Muttali Olmuş İse Muteber Sayılacağı/Muhatabın Beyan Ettiği Tarihin Tebliğ Tarihi Olarak Kabul Edileceği )

7201/m.32,35,39

ÖZET : Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün tespiti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi talep edilmiştir.

Somut olayda, borçlu şirketin adresine gönderilen tebligatın 01.08.2019 tarihinde bila tebliğ dönmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre 06.08.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, dosya içerisinde mevcut ticaret sicili kayıtlarına göre tebligat yapılan adresin borçlu şirketin adresi olduğu, tebligatın şeklen usulüne uygun olduğu görülmüş ise de; alacaklı ve borçlu şirket adreslerinin aynı adres olduğu sabit olup, Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi uyarınca kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz. Buna göre, tebligat adresi hem alacaklı hem de borçlunun adresi olmakla, hasma tebliğ yasağına ilişkin Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olduğundan tebligat usulsüzdür.

Öte yandan TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.

O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüyle TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı; borçlunun icra mahkemesine başvurusunda alacaklı ile borçlu şirket adresinin aynı adres olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün tespiti ile tebliğ tarihinin 26.08.2019 olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.

TK'nun 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir.

7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur.

Öte yandan Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57. maddesinin ikinci fıkrasında; “Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1'de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır.

Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK'nun 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerekir.

Yine, Tebligat Kanunun 39. maddesinde, "Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.

Dosyada mevcut 06.01.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ve Turgutlu Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 11.09.2019 tarihli yazı cevabında alacaklı ve borçlu şirketin adreslerinin Yılmazlar Mahallesi Avukatlar Sok.B Girişi No:14/B07 Turgutlu/Manisa olduğunun belirtildiği, alacaklının 16.09.2019 tarihli cevap dilekçesinde de alacaklı ile borçlunun adresinin aynı adres olduğu, söz konusu adresin 30.12.2016 tarihli başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile borçlu şirkete kiralandığının belirtildiği görülmektedir.

Somut olayda, borçlu şirketin “Yılmazlar Mahallesi Avukatlar Sok.B Girişi No:14/B07 Turgutlu/Manisa” adresine gönderilen tebligatın 01.08.2019 tarihinde bila tebliğ dönmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre 06.08.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, dosya içerisinde mevcut ticaret sicili kayıtlarına göre tebligat yapılan adresin borçlu şirketin adresi olduğu, tebligatın şeklen usulüne uygun olduğu görülmüş ise de; alacaklı ve borçlu şirket adreslerinin aynı adres olduğu sabit olup, Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi uyarınca kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz. Buna göre, tebligat adresi hem alacaklı hem de borçlunun adresi olmakla, hasma tebliğ yasağına ilişkin Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olduğundan tebligat usulsüzdür.

Öte yandan TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.

O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüyle TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara yönelik istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi'nce esastan reddedilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 12/10/2021 tarih ve 2021/46 E. 2021/2180 K. sayılı istinaf talebinin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA ve Turgutlu İcra Hukuk Mahkemesi'nin 23/10/2019 tarih ve 2019/184 E - 2019/221 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.05.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.