VASİYETNAMEYE KONULAN EVLENMEME ŞARTI HUKUKA AYKIRI ŞARTTIR
T. C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2015/11226 E.
2016/5063 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 22/03/2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Karşı taraf davalı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için başka güne bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili delikçesinde, müvekkilleri olan davacıların, murisin ilk eşinden olma çocukları, davalının ise murisin ikinci eşi olduğunu, murisin el yazılı bir vasiyetname düzenleyerek, taşınmazını da davalıya bıraktığını, ancak vasiyetnamenin murisin tasarruf ehliyeti bulunmadığı zamanda yapıldığını, murise... Dr..... Hastanesinde yatarken depresif kişilik bozukluğu ve panik atak teşhisi konulduğunu, psikiyatrik ilaç tedavisi gördüğünü, hatta ölümünden bir gün önce.... Devlet Hastanesi Psikiyatri servisine müracaat edildiğini, murise daha önceki verilen psikiyatrik ilaçlarının da dozu artırıldığını, zaten vasiyetnamenin tanzim tarihinden bir hafta sonra da murisin öldüğünü, dolayısıyla murisin ruh sağlığı ve fiil ehliyetinin vasiyetnamenin düzenlenmesine engel durumda olduğunu, iptali istenen vasiyetnamede "bu vasiyetim eşimin evlenmemesi şartıyla geçerlidir" ibaresi olduğunu, bu şartın hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, bu nedenlerle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/687 Esas sayılı dosyasına kayıt edilen 16.06.2012 tarihli murise ait el yazılı vasiyetnamenin tamamının iptaline, vasiyetnamenin iptal edilmemesi durumunda davacıların yasal saklı hisseleri oranında vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, murisin vasiyetname düzenleme tarihinde fiil ehliyetine haiz bulunduğunu, murisin asıl arzusunun TMK 240.maddesinde yazılı olduğu üzere, eşinin, eski yaşantısını devam ettirme arzusu olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davaya konu vasiyetnamenin şahitler huzurunda yapıldığı ve baştan aşağı vasiyetçinin el yazısı ile yazılığı ve imzalandığı; yıl, ay ve gün gösterildiği ve 4721 sayılı TMK'nın aradığı şartları haiz ve vasiyetnamenin geçerli olduğu, vasiyetnamede konulan şartın ise vasiyetnameyi geçersiz hale getirmediği, bu durumda ancak şartın geçersiz olduğu ve böylece somut olayda dava konusu vasiyetnamenin iptali koşullarının oluşmadığı; davacı vekilinin, tenkis isteğinden de yargılama sırasında feragat ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve vasiyetnamede kararlaştırılan şartın, hukuka ve ahlaka aykırı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebinden kaynaklanmaktadır. Yargılama sırasında, davacı vekili tenkise ilişkin talebinden feragat etmiştir.
TMK 557.maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması olarak dört tanedir.
Murisin, işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz bulunup bulunmadığına ilişkin olarak Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış, bu raporun incelenmesinden, murisin vasiyeti düzenlediği tarihte fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşıldığından dolayı, ehliyetsizlik iddiasına dayalı olarak, vasiyetnamenin iptali talebine ilişkin verilen red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, dosyada mevcut ve dava konusu el yazılı vasiyetnamenin incelenmesinden; Vasiyetnameye muris tarafından "Bu vasiyetim eşimin evlenmemesi şartı ile geçerlidir" şeklinde bir şart konulduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "ölüme bağlı tasarrufların çeşitlerini" düzenleyen 515. maddesinde "...Mirasbırakan, ölüme bağlı tasarruflarını koşullara veya yüklemelere bağlayabilir. Tasarruf hüküm ve sonuçlarını doğurduğu andan itibaren, her ilgili koşul veya yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Hukuka veya ahlâka aykırı koşullar ve yüklemeler, ilişkin bulundukları tasarrufu geçersiz kılar. Anlamsız veya yalnız başkalarını rahatsız edici nitelikte olan koşullar ve yüklemeler yok sayılır." hususu düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Yasak Koşullar" başlıklı 176. maddesinde ise "Bir koşul, hukuka veya ahlaka aykırı bir yapma veya yapmama fiilini sağlamak amacıyla konulmuşsa, bu koşula bağlı hukuki işlem kesin olarak hükümsüzdür..." düzenlemesine yer verilmiştir.
Tüm bu yasal mevzuat göz önüne alındığında, muris tarafından vasiyetnameye konulan bu şart, bir kişinin en temel haklarından olan evlenme hakkına bir sınır getirmesi nedeni ile, hukuka aykırı şart kapsamındadır.
Dolayısıyla; bu şartın, TMK 557/3 maddesi gereğince, hukuka aykırı bir şart olması nedeni ile, yapılan vasiyetname de geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, muris tarafından düzenlenen el yazılı vasiyetnamenin, TMK 557/3 maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.