VEKALET GÖREVİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI HUKUKİ NEDENİNE DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL İSTEMİ - DAVALININ AKIL SAĞLIĞININ YERİNDE OLMAMASI
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
2021/7026 E.
2023/791 K.
13.2.2023 T.
VEKALET GÖREVİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI HUKUKİ NEDENİNE DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL İSTEMİ ( Davalının Vekil Olması Sebebiyle Davalı Olduğu Yargılama Sırasında Ölümü ile Dava Dışı Kişinin Davaya Dahil Edildiği Ne Var ki Davalı Üzerinde Bulunan Taşınmazların Tapu Kaydının İptali ve Tesciline Karar Verildiğine Göre Dahili Davalı Hakkında Davanın Reddine Karar Verilmesi Gerekirken Feragat Nedeniyle Hüküm Kurulmasının Hukuka Aykırı Olduğu )
DAVALININ AKIL SAĞLIĞININ YERİNDE OLMAMASI ( Mahkeme Kararının Gerekçesinde Davalı Müteveffanın Olayı ve Davayı Kabul Ettiğini Belirten Dilekçesi Dikkate Alınmışsa da Davalı Müteveffa ile İlgili Dosya Arasında Ağır Düzeyde Demans Olduğuna Dair Sağlık Raporunun Bulunduğu Dahili Davalının Dilekçesi ile Davacının Duruşmadaki Beyanlarından da Davalı Müteveffanın Aklının Yerinde Olmadığının İfade Edildiği Anlaşılmış Olup Bu Dilekçeye İtibar Edilerek Hüküm Kurulmasının Hatalı Olduğu )
FERAGAT ( Tarafların Kök Murisine İlişkin Mirasçılık Belgesi Aldığı ve Tespit Edilen Pay Oranları Uyarınca Tapuda Devir Sağlandığı Anlaşılmakla Davalı Üzerinde Bulunan ve Davacı Dışındakilerin Devrettikleri Payların İptali ile Davacılar Adına İadesine Karar Verilmesi Gerekirken Davalı Adına Taşınmazın Tamamının İptali ve Davalı Tarafından Üçüncü Kişiye Devredilen Taşınmazlar Bakımından Yine Davasından Feragat Etmeyen Davacılara İntikal Eden Payların Bedellerine Hükmedilmesi Gerekirken Taşınmazın Tamamının Bedeline Hükmedilmesinin İsabetsiz Olduğu )
PARSEL NUMARASININ DEĞİŞMESİ ( Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Tapu İptali Tescili İstemi - Dava Konusu Taşınmazların Parsel Numaralarının Değiştiği Bilirkişi Raporundan Anlaşıldığı Halde Eski Parsellere Göre Hüküm Kurulmasının Usul ve Kanuna Aykırı Olduğu )
KARAR VE İLAM HARCI ( Alınması Gereken Karar ve İlam Harcının Tazminat Talebi Kabul Edilen Parsellerin Bedeli Üzerinden Hesaplandığı Anlaşılmış Olup Tapu İptal ve Tesciline Karar Verilen Parsellerin Değerinin de Eklenerek Toplam Değer Üzerinden Davadan Feragat Etmeyen Davacıların Payının Dava Konusu Olduğu Kabul Edilerek Harcın Belirlenmesi Gerektiği )
VEKALET ÜCRETİ ( Davacıların Ecrimisil Talebi Reddedilmesine Rağmen Davalı Lehine Karar Tarihi İtibariyle Geçerli AAÜT'ye Göre Vekalet Ücretinin Hükmedilmemesinin ve Tapu İptal ve Tescil ile Tazminat Talepleri de Kabul Edilmesine Rağmen Davacı Vekili Lehine Yalnızca Tazminata Konu Bedeller Üzerinden Vekalet Ücreti Takdir Edilmesinin Hatalı Olduğu )
6098/m.506
ÖZET : Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
1-Mahkeme kararının gerekçesinde, davalı müteveffanın olayı ve davayı kabul ettiğini belirten dilekçesi dikkate alınmışsa da, davalı müteveffa ile ilgili dosya arasında ağır düzeyde demans olduğuna dair sağlık raporunun bulunduğu, dahili davalının dilekçesi ile davacının duruşmadaki beyanlarından da davalı müteveffanın aklının yerinde olmadığının ifade edildiği anlaşılmış olup bu dilekçeye itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Dosyada bulunan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ilamı ile davacıların ve davalıların kök murisine ilişkin mirasçılık belgesinin alındığı, burada tespit edilen pay oranları uyarınca geçmiş yıllarda tapuda devir sağlandığı anlaşılmasına rağmen, davalı üzerinde bulunan ve davacı dışındakilerin devrettikleri payların iptali ile davacılar adına iadesine karar verilmesi gerekirken, davalı adına taşınmazın tamamının iptali doğru olmadığı gibi, davalı tarafından üçüncü kişiye devredilen taşınmazlar bakımından yine davasından feragat etmeyen davacılara intikal eden payların bedellerine hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının bedeline hükmedilmesi doğru değildir.
3-Dava konusu taşınmazların parsel numaralarının değiştiği bilirkişi raporundan anlaşıldığı halde eski parsellere göre hüküm kurulması isabetsizdir.
4-Davalının vekil olması sebebiyle davalı olduğu, yargılama sırasında ölümü ile dava dışı kişinin davaya dahil edildiği, ne var ki davalı üzerinde bulunan taşınmazların tapu kaydının iptali ve tesciline karar verildiğine göre, dahili davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken feragat nedeniyle hüküm kurulması doğru değildir.
5-Alınması gereken karar ve ilam harcının, tazminat talebi kabul edilen parsellerin bedeli üzerinden hesaplandığı anlaşılmış olup, tapu iptal ve tesciline karar verilen parsellerin değerinin de eklenerek, toplam değer üzerinden davadan feragat etmeyen davacıların 15/32 payının dava konusu olduğu kabul edilerek harcın belirlenmesi gerekmektedir.
6-Davacıların ecrimisil talebi reddedilmesine rağmen, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değildir.
7-Tapu iptal ve tescil ile tazminat talepleri de kabul edilmesine rağmen, davacı vekili lehine yalnızca tazminata konu bedeller üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ve davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekillerinin ve davalıların kök murisi ... ...'ün 20.05.1971 yılında vefatı ile geriye eşi davalı ..., oğlu davalı ..., kızları davacılar ve dava dışı kızı ...'nin kaldığını, davalılar tarafından 1981 yılında Bilecik ili, Bozüyük ilçesi, Akpınar köyünde bulunan 449 numaralı parsel üzerinde TCDD lehine istimlak yapılacağından bahisle kamulaştırma işlemlerinin ifası için vekalet istendiğini, okuma yazma bilmeyen ve il dışında yaşayan müvekillerinin davalı annelerine vekalet verdiklerini, davanın açılmasından 3 ay önce annelerinin hastalığı nedeniyle Bozüyük'e gelen davacılardan ... ve Hangül'ün babalarından kalan taşınmazların akıbetinin sorulması amacıyla Tapu Müdürlüğüne gittiklerinde, taşınmazların bir kısmının 1981 yılında, 550 Sayılı parselin de 2001 yılında ...'e satıldığını ve bazı taşınmazların ise ...'den üçüncü kişilere satıldığını öğrendiklerini, taşınmazların gerçek değeri ile satış tarihi arasındaki değerlerde fahiş fark bulunduğunu, yapılan işlemlerin muvazaalı olması ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı ... adına kayıtlı Bilecik ili, Bozüyük ilçesi, Akpınar köyünde bulunan 229, 309, 542, 550 ve 941 numaralı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkillerinin veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline, Bilecik ili, Bozüyük ilçesi, Akpınar köyünde bulunan 58, 510, 544, 584 numaralı parsellerin üçüncü kişilere satışı yapıldığından, bu parsellere ilişkin bedelin satış yapıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte tazminat olarak müvekkillerinin veraset ilamındaki payları oranında kendilerine verilmesini, murisin ölümü ile müvekkillerine intikal etmesi gereken tüm taşınmazlara ait geriye doğru 5 yıllık ecrimisil bedellerinin müvekkillerinin veraset ilamındaki payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı ..., 08.05.2013 havale tarihli dilekçesinde, davadan feragat ettiğini belirtmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davalı ...'ün ayırt etme gücü bulunmadığını bu nedenle kayyum atanması gerektiğini, davacı tarafın muvazaaya dayanmasının doğru olmadığını, dava dayanağının vekaletsiz iş görme olabileceğini ve satış tarihlerinin 1981 ve 2001 olması nedeniyle zamanaşımı süresinin geçtiğini, tasarruflardan davacı tarafın haberdar olduğunu, intifadan men koşulu gerçekleşmediği için ecrimisil isteminde bulunamayacaklarını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
2. Dahili davalı 07.11.2013 tarihli celsede alınan beyanında, 1980'li yıllarda babasından kalan dava konusu taşınmazlardaki miras hisselerini vekaletname vererek abisi ...'a sattığını, kendi iradesiyle bunu yaptığını, davacı olan diğer kardeşlerinin de bu durumdan haberdar olduğunu, vekaleti annelerine vererek satış işlemini yaptırdıklarını, 550 parselden haberi olmadığını, diğer kardeşlerinin haberi olup olmadığını bilmediğini, annesinin dışarıdan birine satacağını, abisinin kendisine satılmasını isteyip satın aldığını, daha sonra abisinin kendisinden para istediğini, ortada gizli işlem olmadığını ve davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Bozüyük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03.07.2014 tarihli ve 2011/339 Esas, 2014/373 Karar sayılı kararı ile davanın hem ispat edilememesi, hem de zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 15.06.2017 tarihli ve 2014/22206 Esas, 2017/3585 Karar sayılı ilamı ile davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması kapsamında araştırılması ve yargılama sırasında davacılardan ...'in açmış olduğu davadan feragat etmesine rağmen mahkemece bu yönde hüküm kurulmaması gerekçeleriyle bozulmuştur.
B. Karar Düzeltme
Davalı vekilinin karar düzeltme talebi, Dairece 14.11.2018 tarihinde reddedilmiştir.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozüyük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10.03.2021 tarihli ve 2019/73 Esas, 2021/134 Karar sayılı kararı ile davalı vekil (müteveffa) ...'ün, davalı ... ...'ün annesi olduğu, vekalet verenlerin vekalet verme amaçlarının kamulaştırma işlemleri sırasında kontrolü tek elden sağlamak olduğu, davalı ...'ün davayı ve olayı kabul eder nitelikte dilekçe sunduğu, taşınmazların ...'den, ... ...'e devrinde, değerlerinin olması gerekenden düşük gösterildiği, bu bedellere ilişkin de bir ödemenin ispat edilemediği, bu durumda davalı vekilin vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle davacıları zararlandırdığı, ilk el davalının da durumu bilen kişi konumunda olup, davalı vekil ile el ve iş birliği içinde hareket ettikleri gerekçesiyle, davacıların tapu iptal ve tescil, tazminat talepleri yönünden davanın kabulüne, ecrimisil talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, davalı ...'nin ağır düzeyde demans olmasına ve davacı ...'in annesinin aklının yerinde olmadığı ifadesine rağmen, davalı tarafından davanın kabulüne dair yazıldığı belirtilen dilekçeye göre karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı ...'nin vefatı ile davacı ve davalı taraf sıfatı birleştiğinden terekeye temsilci atanması gerektiğini, dahili davalı ...'ın ve davacı ...'in duruşmada alınan ifadelerinin davalı taraf lehine ve somut olmasına rağmen mahkemece değerlendirilmemiş olması ve ecrimisil talebi yönünden dava reddedildiği halde davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı vekili temyiz dilekçesinde, tapu iptal ve tesciline karar verilen taşınmazların toplam bedelinin 240.949,50 TL olduğunu, tamamlama harcı yatırdıklarını ancak yalnızca tazminat bedeli üzerinden vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan ... sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
3. Değerlendirme
1. Mahkeme kararının gerekçesinde, davalı müteveffa ...'nin olayı ve davayı kabul ettiğini belirten dilekçesi dikkate alınmışsa da, davalı müteveffa ... ile ilgili dosya arasında ağır düzeyde demans olduğuna dair sağlık raporunun bulunduğu, dahili davalı ...'nin dilekçesi ile davacı ...'in duruşmadaki beyanlarından da davalı müteveffa ...'nin aklının yerinde olmadığının ifade edildiği anlaşılmış olup, bu dilekçeye itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2. Bununla birlikte, davacı ve davalı tarafın kök murisleri ... ...'e ait parsellerden Bozüyük Akpınar köyünde bulunan 449 parsele, 08.05.1981 tarihinde ‘TCDD lehine istimlak' şerhinin düşüldüğü, altısı davacı, teki dahili davalı yedi kız kardeşin 13.05.1981 ile 25.08.1981 tarihinde anneleri ...'e genel yetkili vekaletname vererek birlikte hareket edildiğinin görüldüğü, tüm vekaletlerin tamamlanması ile 04.09.1981 tarihinde davalı ... kendi adına asaleten, kızları adına vekaleten yaptığı satış işlemi ile bir tanesi dava dışı olan sekiz parseli oğlu davalı ...'ye tapuda devrettiği; davalı ... tarafından üçüncü kişilere devredilen taşınmazlardan, 2010 yılında devredilen 510 parselin 1132 m2 tarla vasfında olduğu ve 100 TL bedelle satışının gerçekleştirildiği; dava konusu 550 parsele 18.09.2001 tarihinde 1355 yevmiye numarası ile BOTAŞ lehine daimi irtifak ... şerhi düşüldüğü, aynı gün 1356 yevmiye numarası ile davalı ... tarafından davacı ... adına satış ile parselin devredildiği, okuma yazma bilmeyen davalı ...'nin tapu senedine ‘okudum' yazarak imza attığı; 15.11.2011-16.11.2011 tarihlerinde davacı altı kız kardeşin de anneleri davalı ...'yi vekaletten azil ettiği görülmüş ve 23.12.2011 tarihinde eldeki dava açılmıştır.
3. Tüm olayların kronolojik sıralaması, kız kardeşlerin aynı dönem içerisinde annelerini vekil tayin edip, aynı dönemde vekillikten azletmeleri, yedi kız kardeşten beş tanesinin annelerini vekil tayin ettikleri tarihte okur yazar olmadıkları, il dışında oldukları hususları birlikte ele alındığında, davalı ...'e yapılan devirlerden haberlerinin olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulü ve feragat eden davacı ... yönünden kurulan hüküm kural olarak doğrudur.
4. Dosyada bulunan Bozüyük Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 04.06.1981 tarihli ve 1981/179 Esas, 1981/163 Karar sayılı ilamı ile davacıların ve davalıların kök murisi ... ...'e ilişkin mirasçılık belgesinin alındığı, burada tespit edilen pay oranları uyarınca 1981 ve 2001 yıllarında tapuda devir sağlandığı anlaşılmasına rağmen, davalı ... üzerinde bulunan ve davacı ... dışındakilerin devrettikleri payların iptali ile davacılar adına iadesine karar verilmesi gerekirken, davalı adına taşınmazın tamamının iptali doğru olmadığı gibi, davalı ... tarafından üçüncü kişiye devredilen taşınmazlar bakımından yine davasından feragat etmeyen davacılara intikal eden payların bedellerine hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının bedeline hükmedilmesi de doğru değildir.
5. Dava konusu taşınmazların parsel numaralarının değiştiği bilirkişi raporundan anlaşıldığı halde eski parsellere göre hüküm kurulması isabetsizdir.
6. Diğer yandan, davalı ...'nin vekil olması sebebiyle davalı olduğu, yargılama sırasında ölümü ile dava dışı ...'nin davaya dahil edildiği, ne var ki davalı ... üzerinde bulunan taşınmazların tapu kaydının iptali ve tesciline karar verildiğine göre, dahili davalı ... hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, feragat nedeniyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
7. Alınması gereken karar ve ilam harcının, tazminat talebi kabul edilen parsellerin bedeli üzerinden hesaplandığı anlaşılmış olup, tapu iptal ve tesciline karar verilen parsellerin değerinin de eklenerek, toplam değer üzerinden davadan feragat etmeyen davacıların 15/32 payının dava konusu olduğu kabul edilerek, harcın belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
8. Davacıların ecrimisil talebi reddedilmesine rağmen, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
9. Tapu iptal ve tescil ile tazminat talepleri de kabul edilmesine rağmen, davacı vekili lehine yalnızca tazminata konu bedeller üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
4 ile 9 numaralı paragraflarda açıklanan nedenlerle, davalı ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.