VERİLEN DİSİPLİN CEZASI DOLAYISIYLA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN İHLALİ İDDİASININ KONU BAKIMINDAN YETKİSİZLİK NEDENİYLE KABUL EDİLEMEZ OLDUĞU
Olaylar
Olay tarihinde milletvekili olan başvurucunun "2018 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı"nın görüşmelerindeki konuşmasında kullandığı ifadeler nedeniyle iki birleşim Meclisten geçici olarak çıkarılmasına ve bunun sonucunda da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İçtüzüğü'nün 163. maddesi uyarınca bir aylık ödeneğinin ve yolluğunun üçte ikisinin kesilmesine karar verilmiştir. Başvurucu, bu karar üzerine Genel Kurul salonunu terk etmiş; maaş kesintisine ilişkin ceza da 2018 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayı maaşına yansıtılmıştır. Başvurucu, TBMM Genel Kurul kararlarına itiraz yolunun kapalı olması nedeniyle anılan karara karşı otuz günlük başvuru süresi içinde doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
İddialar
Başvurucu, yasama faaliyeti esnasındaki sözleri nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini iddia etmiştir.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Başvurucu hakkındaki disiplin cezası TBMM Başkanvekili’nin teklifi üzerine TBMM Genel Kurulunca ve oyçokluğuyla alınmıştır. Yasama Meclisinin Genel Kurulunda ve yapılan bir oylama neticesinde alınmış olmasıyla söz konusu disiplin cezası bir "parlamento kararı"dır.
Parlamento kararları TBMM'nin kanun dışındaki yasama işlemleridir. Yasama işlemlerinin yargısal denetimi Anayasa'da ayrıksı olarak düzenlenmiş ve denetim görevi münhasıran Anayasa Mahkemesine verilmiştir. Başka bir ifadeyle anayasa koyucu hangi yasama işleminin ne tür bir yargısal denetime tabi olabileceğini tek tek belirlemiş, denetimi gerçekleştirecek merciyi de bizzat kendisi yetkilendirmiştir. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 7/11/1982 tarihinde halk oylaması sonucu kabul edildiği tarihten itibaren, birer yasama işlemi olan parlamento kararları arasından TBMM içtüzük değişikliklerine, milletvekilliğinin düşmesine ve yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin kararlar Anayasa'nın 85. ve 148. maddeleri ile yargısal denetime tabi tutulmuştur. Anayasa'da bu üç parlamento kararı dışında diğer parlamento kararlarının yargısal denetimlerinin yapılacağına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesi, yetkilendirilmediği alanda bir yargısal denetim gerçekleştiremez.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince Anayasa'nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler bireysel başvuru konusu olamaz. Başvuru konusu disiplin cezası Anayasa'nın yargısal denetimini mümkün kıldığı parlamento kararlarından değildir, bu nedenle başvurunun Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı bir işleme karşı yapıldığı anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.
--- TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
GENEL KURUL |
|
KARAR |
|
OSMAN BAYDEMİR BAŞVURUSU (2) |
(Başvuru Numarası: 2018/1878) |
|
Karar Tarihi: 27/10/2022 |
R.G. Tarih ve Sayı: 20/1/2023-32079 |
|
GENEL KURUL |
|
KARAR |
Başkan |
: |
Zühtü ARSLAN |
Başkanvekili |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Başkanvekili |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Recai AKYEL |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Selahaddin MENTEŞ |
|
|
Basri BAĞCI |
|
|
İrfan FİDAN |
|
|
Kenan YAŞAR |
|
|
Muhterem İNCE |
Raportör |
: |
Derya ATAKUL |
Başvurucu |
: |
Osman BAYDEMİR |
Vekili |
: |
Av. Serdar ÇELEBİ |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, milletvekili olan başvurucunun yasama faaliyeti esnasındaki sözleri nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/1/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
4. Bölüm, başvurunun Genel Kurul tarafından incelenmesine karar vermiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu 7/6/2015 tarihinde yapılan 25. Dönem ile 1/11/2015 tarihinde yapılan (yinelenen) 26. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimi'nde Şanlıurfa milletvekili olarak seçilmiştir.
7. Başvurucu "2018 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı"nın ikinci tur görüşmelerinde yapmış olduğu bir konuşmasında "...Ben Kürt halkının bir evladı olarak, kürdistandan gelen bir temsilci olarak benim şöyle bir rolüm var..." ifadesini kullanmıştır.
8. Bunun üzerine olay tarihinde yürürlükte olan 5/3/1973 tarihli ve 584 karar numaralı Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün (TBMM İçtüzüğü) 161. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "...Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasada düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak..." hükmü uyarınca TBMM Başkanvekili, başvurucu hakkında Meclisten geçici çıkarma cezası verilmesini teklif etmiştir.
9. Başvurucu hakkında teklif edilen disiplin cezası TBMM Genel Kurulunun 13/12/2017 tarihli 36. Birleşiminde oyçokluğuyla kabul edilmiş, başvurucunun Meclisten iki birleşim geçici çıkarılmasına ve bunun sonucu olarak da TBMM İçtüzüğü'nün 163. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte ikisinin kesilmesine karar verilmiştir.
10. Başvurucu, teklifin karar altına alınmasının ardından Genel Kurul salonunu terk etmiş; maaş kesintisine ilişkin ceza da 2018 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayı maaşına yansıtılmıştır.
11. Başvurucu; bireysel başvuru formunda, TBMM Genel Kurul kararlarına itiraz yolunun kapalı olması nedeniyle anılan karara karşı otuz günlük başvuru süresi içinde doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunduğunu belirtmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. TBMM İçtüzüğü'nün "Meclisten geçici çıkarma" kenar başlıklı 161. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi şöyledir:
"(Değişik: 27/7/2017 - 1160 S. Karar / 15 md.) Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Başkanına, Başkanlık Divanına, Başkanlık görevini yerine getiren Başkanvekiline, milletvekiline, Türk Milletinin tarihine ve ortak geçmişine, Anayasanın ilk dört maddesinde çerçevesi çizilen Anayasal düzene hakaret etmek ve sövmek, Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasada düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak;
(Anayasa Mahkemesinin 17/10/2019 tarihli ve E:2017/162, K:2018/100 sayılı kararı ile bu bentte yer alan '…Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasada düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak…' ibaresinin iptaline karar verilmiştir.)"
13. TBMM İçtüzüğü'nün "Meclisten geçici çıkarma cezasının sonuçları" kenar başlıklı 162. maddesi şöyledir:
"Meclisten geçici olarak çıkarma cezası, en çok üç birleşim için verilir.
Bu ceza, verilir verilmez derhal yerine getirilir. Bu cezaya uğrayan milletvekili cezasının yerine getirilmesine karşı gelirse, Başkan, oturumu derhal kapatarak o milletvekilinin salondan çıkartılmasını İdare Amirlerinden ister.
Bu cezaya çarptırılan milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurul, komisyon, Başkanlık Divanı ve Danışma Kurulu çalışmalarına cezası süresince katılamaz."
14. TBMM İçtüzüğü'nün TBMM'nin 27/7/2017 tarihli ve 1160 sayılı kararıyla değiştirilmeden önce başlığı "Disiplin cezalarında savunma ve özür dileme" olan 163. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Kınama ve geçici olarak Meclisten çıkarma cezaları Başkanın teklifi üzerine Genel Kurulca görüşmesiz, işaret oyu ile kararlaştırılır.
Böyle bir cezaya uğratılması teklif edilen milletvekilinin savunmasını yapmak yahut bunu bir arkadaşına yaptırmak hakkıdır.
Kınama ve geçici olarak Meclisten çıkarma cezaları, tutanak özetine geçirilir.
...
(Ek fıkra: 27/7/2017 - 1160 S. Karar / 16 md.) Kınama cezasına çarptırılan milletvekilinin bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte biri, Meclisten geçici olarak çıkarma cezasına çarptırılan milletvekilinin bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte ikisi kesilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Anayasa Mahkemesinin 27/10/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
16. Başvurucu; yasama faaliyeti esnasında kürsüden yapmış olduğu barışçıl nitelikteki konuşması içinde "Kürdistan" kelimesini kullanmasından ötürü disiplin cezası aldığını, milletvekili olması nedeniyle ifade özgürlüğünün sınırlarının daha geniş olması gerektiğini, nitekim Anayasa'nın 83. maddesinde düzenlenen yasama sorumsuzluğu ile muhalefet milletvekillerinin iktidar baskısından korkmadan sözlerini söylemesinin garanti altına alındığını, cezalandırılmasının yasama sorumsuzluğuna da aykırı olduğunu belirterek ifade özgürlüğü ile seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
17. Bakanlık görüşünde 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası dikkate alınarak konu bakımından yetkisizlik nedeniyle başvurunun reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun tüm iddialarının Anayasa'nın 26. maddesinde yer alan ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerekir.
19. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
20. 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (1) ve (3) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.
(3) Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz."
21. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre Anayasa Mahkemesinin konu bakımından yetkisinin hak yönünden ve işlem yönünden iki sınırı bulunmaktadır. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası, Anayasa Mahkemesinin konu bakımından yetkisinin hak yönünden sınırını belirlemiştir. Buna göre bir bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesinin konu bakımından yetkisi kapsamında olması için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokoller tarafından da korunuyor olması gerekir (Onurhan Solmaz, B. No. 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
22. 6216 sayılı Kanun, haktan bağımsız olarak işlem yönünden de Anayasa Mahkemesinin konu bakımından yetkisine birtakım sınırlar getirmiştir. 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında bireysel başvurusu yetkisinin işlem yönünden sınırı gösterilmiştir. Buna göre ihlalin kaynağını oluşturduğu iddia edilen kamu gücü işlemi bir yasama işlemi, düzenleyici idari işlem, Anayasa Mahkemesi kararı ya da Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerden biri ise bunlar hakkındaki bireysel başvurular da Anayasa Mahkemesinin konu bakımından yetkisi dışında kalır (Abdurrahman Akyüz, B. No: 2012/620, 12/2/2013; Süleyman Erte, B. No: 2013/469, 16/4/2013, § 17; Nesin Kayserilioğlu (3), B. No: 2013/1581, 16/4/2013, § 14; Atila Sertel [GK], B. No: 2015/6723, 14/7/2015, §§ 39, 40).
23. Eldeki başvuruda, milletvekili olan başvurucunun yasama faaliyeti esnasındaki sözlerinden ötürü disiplin cezası alması nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü ifade özgürlüğü, Anayasa’nın 26. maddesi ile Sözleşme’nin 10. maddesinde koruma altına alınmıştır. Bu anlamda ifade özgürlüğünün Anayasa ile Sözleşme’nin ortak koruma alanında yer alması sebebiyle bireysel başvuru kapsamına giren haklar arasında olduğuna şüphe yoktur. Bununla birlikte başvurucuya uygulanan disiplin cezasının bireysel başvuruya konu teşkil edebilmesi için Anayasa Mahkemesinin işlem yönünden yetkisinin de dışında olmaması gerekir.
24. Başvurucuya, TBMM İçtüzüğü'nün 161. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi uyarınca Meclisten geçici çıkarma disiplin cezası verilmiştir. TBMM İçtüzüğü'nün 163. maddesinde Meclisten geçici çıkarma disiplin cezasının kararlaştırılmasına ilişkin usul belirlenmiştir. Buna göre bu ceza ancak oturum başkanının teklifi üzerine Genel Kurul tarafından verilebilir. Nitekim somut başvuruda da başvurucu hakkındaki disiplin cezası TBMM Başkanvekili'nin teklifi üzerine TBMM Genel Kurulunca ve oyçokluğuyla alınmıştır. Yasama Meclisinin Genel Kurulunda ve yapılan bir oylama neticesinde alınmış olmasıyla söz konusu disiplin cezası bir parlamento kararıdır.
25. Parlamento kararları TBMM'nin kanun dışındaki yasama işlemleridir. Yasama işlemlerinin yargısal denetimi Anayasa'da ayrıksı olarak düzenlenmiş ve denetim görevi münhasıran Anayasa Mahkemesine verilmiştir. Başka bir ifadeyle anayasa koyucu hangi yasama işleminin ne tür bir yargısal denetime tabi olabileceğini tek tek belirlemiş, denetimi gerçekleştirecek merciyi de bizzat kendisi yetkilendirmiştir. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 7/11/1982 tarihinde halk oylaması sonucu kabul edildiği tarihten itibaren, birer yasama işlemi olan parlamento kararları arasından TBMM içtüzük değişikliklerine, milletvekilliğinin düşmesine ve yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin kararlar Anayasa'nın 85. ve 148. maddeleri ile yargısal denetime tabi tutulmuştur. Anayasa'da bu üç parlamento kararı dışında diğer parlamento kararlarının yargısal denetimlerinin yapılacağına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin yetkilendirilmediği alanda bir yargısal denetim gerçekleştiremeyeceği kuşkusuzdur.
26. Başvuru konusu disiplin cezası Anayasa'nın yargısal denetimini mümkün kıldığı parlamento kararlarından olmayıp 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince Anayasa'nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler bireysel başvuru konusu olamaz.
27. Açıklanan gerekçelerle, başvurunun Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı bir işleme karşı yapıldığı anlaşıldığından diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M. Emin KUZ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ve Kenan YAŞAR bu görüşe katılmamıştır.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M. Emin KUZ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ve Kenan YAŞAR'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına 27/10/2022 tarihinde karar verildi.