YARGITAY, DOWN SENDROMUNDA DOKTORU KUSURLU BULDU
Yargıtay, çocuğu down sendromlu olduğunu tespit edemeyen doktorun kusurlu olduğuna hükmetti
Yargıtay, gebelik esnasında çocuğun down sendromlu olduğunun tespit edilememesi ve çocuğun down sendromlu olarak doğmasında hekim kusurunun olduğunu değerlendirerek tazminata hükmeden mahkeme kararını onadı.
Davacılar, hamileliği süresince sigortalı doktor tarafından takip edildiğini, sigortalı doktorun kötü tıbbi uygulaması ile down sendromunun hamilelikte teşhis edilemediğini, çocuğun down sendromlu olarak doğduğunu, vekilin özen borcunu yerine getirmediğini, çocuğun işgöremez hali sebebiyle maddi zarara uğradığını, bu acıyı yaşam boyu çekeceğinden manevi zararının doğduğunu, anne ve babanın da yaşam boyu acı çekecekleri iddiasıyla tazminat davası açmışlar, ilk derece mahkemesinde çcuk için 10.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat, anne baba içim 10.000'er TL manevi tazminata hükmetmişti.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
2020/1165 E.
2021/6007 K.
MAHKEMESİ: TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 18.01.2018 gün ve 2016/200 - 2018/22 sayılı kararı bozan Daire'nin 28.11.2019 gün ve 2018/1849 - 2019/7606 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davalı .... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Asıl davada davacılar vekili, müvekkili ...'nün diğer müvekkillerinin müşterek çocukları, davalının ise dava dışı kadın doğum uzmanının Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı olduğunu, müvekkili ...'nin hamileliği süresince sigortalı doktor tarafından takip edildiğini, sigortalı doktorun kötü tıbbi uygulaması ile down sendromunun hamilelikte teşhis edilemediğini, küçük ...'in down sendromlu olarak doğduğunu, vekilin özen borcunu yerine getirmediğini, küçük ...'in işgöremez hali sebebiyle maddi zarara uğradığını, bu acıyı yaşam boyu çekeceğinden manevi zararının doğduğunu, anne ve babanın da yaşam boyu acı çekeceklerini ileri sürerek müvekkili küçü...için 10.000 TL maddi, 60.000 TL manevi tazminat, müvekkilleri ... ve ... için 30.000'er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, aynı iddialarını tekrarla Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı davalıdan küçük ... için 10.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat, müvekkilleri ... ve ... için 10.000'er TL manevi tazminatın tazminat talep tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez asıl davanın davalısı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davanın davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davanın davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 10,30 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 520,95 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl davada davalı ....'den alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 13.10.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.