Yargıtay: Hakarete uğrayan işçiye çifte tazminat ödenir
Örnek bir davadan yola çıkan Yargıtay, işyerinde işveren ve üst yöneticileri tarafından hakaret edilen ve bu baskılar sonucunda istifa etmek zorunda kalan çalışanlara 'çifte tazminat' ödenmesi gerektiğni hüküm altına aldı. Yargıtay, bu kapsamdaki çalışanlara kıdem tazminatının yanısıra 'manevi tazminatın'da verilmesi gerektiğini kaydetti.
Yargıtay'ın emsal kararına giden süreç, bir otomotiv şirketinde 'boya teknisyeni' olarak çalışan işçinin, hakaret ve mobing nedeniyle işinden ayrılması ile başladı. Boya teknisyenin dava dilekçesinde yer alan bilgilere göre, davacı işçi işyerinde işverinin ve usta başının bazı hakaretleri ile karşı karşıya kaldı. Hatta bir defasında usta başı, 'sende birazcık şeref varsa şimdiye kadar istifa ederdin' şeklinde hakarete varan sözler sarfetti. Boya teknisyeni de, söz konusu hakaret ve baskılar nedeniyle iş yerinden ayrılmak zorunda kaldı.
Boya teknisyeni, işten ayrılmanın ardından 'kıdem tazminatı' ve manevi tazminant istemli olarak iş mahkemesinde dava açtı.
İş mahkemesi, kıdem tazminatını kabul etti ancak maneve tazminat yönünden ise şartların oluşmadığını hükmetti.
Bu gelişme üzerine dava Yargıtay'a geldi. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise, bu tür durumlarda emsal teşkil edecek bir karara imza attı.
Daire, işyerinde işverenin ve amirlerinin hakaretine maruz kalan ve bu baskılar nedeniyle işinden ayrılmak zorunda olan kişilere, hem kıdem tazminatı hem de manevi tazminat ödenmesi gerektiğini karar verdi.
Bu çerçevede, daire yerel mahkemenin kararının da bozulmasını hükmetti.
Dairenin kararının özeti şöyle:
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2015/30391
KARAR NO: 2017/16011
KARAR TARİHİ:17.10.2017
ÖZET : Dava, manevi tazminat, kıdem tazminatı ve eşit davranmama tazminatlarının ödetilmesi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davacının mobbinge maruz kalmadığı ve mobbing iddiasını ispatlamadığı gerekçesi ile manevi tazminat talebi reddedilmiştir.
Dava dilekçesinde sadece mobbing nedeni ile değil, davacının kişilik haklarının zedelendiği de ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmuş olup; kıdem tazminatı talebinin kabulüne dair gerekçede, davacının kişilik haklarına yönelik saldırının bulunduğu anlaşıldığından manevi tazminat talebinin de kabul edilmesi gerekirken reddi bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki, manevi tazminat, kıdem tazminatı ve eşit davranmama tazminatlarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi, davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17/10/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili ile karşı taraf vekili geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR:Davacı vekili; davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, müvekkilinin boya teknisyeni olarak çalıştığını, işyerinde ustabaşı olarak görev yapan şahıs tarafından müvekkiline yönelik olarak "şerefin olsa bu adam gibi istifanı yazar gidersin" denilmesi üzerine 22.12.2012 tarihinde ihtar çekerek iş sözleşmesini feshettiğini, sinkaflı küfürler ederek aşağlandığını ve davacının bu sebeple psikolojisinin bozulduğu, işyeri hekimine görünmek zorunda kaldığı, hatta evliliğinde sorunlar yaşadığı, taciz ve mobbing sebebiyle ve yine davacının çeşitli kurs ve sınavlar sonucu aldığı başarı belgeleri olmasına rağmen kendisinden daha az kıdeme ve eğitime sahip personelle aynı maaşla çalışarak davalı işverenlikte davacıya karşı eşitlik ilkesine aykırı davranılmış olması sebebiyle davacının haklı sebeple işten ayrıldığını ileri sürerek; kıdem tazminatı, manevi tazminat ve eşit davranmama tazminatlarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkili ile ilgili olarak husumet itirazında bulunmuş ve davacının ... Otomotiv isimli işyerinde çalışırken 22.11.2012 tarihinden itibaren haber vermeksizin işe gelmediğini, Kasım ayına ait ücretinin tamamının tahakkuk ettirilerek kendisine ödendiğini, 01.12.2012 tarihinde çıkışının yapıldığını, tüm personellerin vasıflı olduğunu ve hak ettiği maaşları aldıklarını, bayii olması sebebiyle zorunlu eğitimlerin olarak tüm personele verildiğini, dolayısıyla davacının tüm iddialarının gerçek olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.
GEREKÇE
1-) Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-) Yerel mahkemece, davacının mobbinge maruz kalmadığı ve mobbing iddiasını ispatlamadığı gerekçesi ile manevi tazminat talebi reddedilmiştir.
Oysaki, dava dilekçesinde sadece mobbing nedeni ile değil, davacının kişilik haklarının zedelendiği de ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmuştur.
Mahkemece, "..davalı işverenlikte tüm çalışanlara yönelik olarak kişilik ve onurlarını rencide edici hakarete varan haksız ve kaba tutumun mevcudiyeti sebebiyle işverenin, iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğünü ihlal ettiği ve davacının kişilik hakkına yönelik saldırıyı önlemediği, dolayısıyla da işçinin koruma ve gözetme borcuna aykırı davrandığı aşikar olup bu durumun davacıya iş sözleşmesini haklı sebeple feshetme imkanı verdiği, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği" gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Kıdem tazminatı talebinin kabulüne dair gerekçe, hukuka ve dosya içeriğine uygundur. Söz konusu gerekçede de belirtildiği üzere davacının kişilik haklarına yönelik saldırının bulunduğu anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebinin de kabul edilmesi gerekirken reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.480.00 TL. duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 17.10.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.