YARGITAY: İŞ ARAMA İZNİNDE PATRONUN TAKDİR HAKKI YOK

YARGITAY: İŞ ARAMA İZNİNDE PATRONUN TAKDİR HAKKI YOK

Milyonlarca özel sektör çalışanını yakından ilgilendiren bir karara imza atan Yargıtay, İş Kanunu'ndaki amir hükme göre iş arama izninden yararlanma işçinin isteği şartına bağlı tutulmadığına hükmetti. Yüksek mahkeme; talep bulunmasa da işçiye iş arama izni verilmesi gerektiğine, işverenin bu konuda bir taktir hakkına sahip olmadığına hükmetti.

İş Mahkemesi'ne başvuran bir işçi, kıdemi 5 yıldan fazla olan işçinin ihbar önelinin 22 hafta olduğu ve ihbar öneli içerisinde işverenin her gün günde 4 saat iş arama izni vermek mecburiyetinde olduğunun düzenlendiğini bildirdi. İş arama izni kullandırılmadan çalıştırıldığını belirten davacı işçi, iş arama izinlerine ilişkin ücretin yüzde 100 zamlı olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek iş arama izni alacağının faiziyle davalıdan tahsilini talep etti. Davalı şirket, iddiaları reddetti. Mahkeme, işçiyi haklı buldu. Yargıtay 22. Hukuk Dariesi kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılamada İş Mahkemesi, ilk kararında direndi. Bu kez dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na taşındı.

Kurul, adeta manifesto niteliğinde bir karara imza attı. İşveren tarafından iş arama izninin kullandırılmaması ya da eksik kullandırılması halinde işçinin iş sözleşmesini derhal fesih hakkı bulunduğu hatırlatıldı. Yeni iş arama izni ihbar öneli içindeki çalışılan günler için söz konusu olduğu vurgulandı. Kararda şöyle denildi:

"Dolayısıyla hafta tatili, ulusal bayram genel tatil günleri gibi çalışılmayan günler için işverenin yeni iş arama izni vermesi ya da bu sürelerde dahil olacak şekilde iş arama izni alacağı hesaplaması söz konusu olmaz. Dolayısıyla bu borç bizzat Kanundan kaynaklanmakta olup işçinin işverenden iş arama izin isteğinde bulunması gerekmediği gibi izin istenmesi halinde de işverenin kabul edip etmeme yetkisi bulunmamaktadır. Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında düzenlendiği gibi işçinin talebi sadece iznin kullanılma şekli ve zamanı yönünden dikkate alınması gereken bir şarttır. Davacının iş arama iznini kullanmadığı ihbar süresince davalı işyerinde tam gün mesai ile çalıştığı ise sabittir. Gerçekten de İş Kanunundaki amir hükme göre iş arama izninden yararlanma işçinin isteği koşuluna bağlı tutulmamıştır. Talep bulunmasa da işçiye iş arama izni verilmesi zorunlu olup işveren bu konuda bir taktir hakkına sahip değildir. Somut olayda olduğu gibi davalı işveren tarafından iş arama izninin kullanılması için yapılan bildirimler de işvereni bu yükümlülükten kurtarmaz. İşverenin izin verildiğini belirttiği gün ve saatlerde çalışılmak istenmesi durumunda işçiye iş verilmemesi gerekir. Ayrıca davacı işçi bildirimlere yaptığı itirazında feshin yasaya ve işyeri uygulamasına aykırı olduğunu belirtmiş olup iş arama iznini kullanmayı kabul etmediği yönünde bir beyan veya bir itiraz ileri sürmemiştir. Bu sebeple iznin kullandırılması gerekirken çalıştırılan davacıya izin kullanmaksızın alacağı ücrete ilaveten çalıştırıldığı sürenin ücreti de yüzde yüz zamlı ödenmelidir. Bu sebeple emredici düzenleme gereği iznin kullandırılmasının zorunlu olduğunun kabulü ile alacağın hüküm altına alınması gerektiğini karara bağlayan direnme kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır."