YARGITAY’CA BOZULAN KARAR, SONRAKİ KARARIN EKİ NİTELİĞİNDE DEĞİLDİR
T.C.
Yargıtay
22. Hukuk Dairesi
2019/7867 E.
2020/1151 K.
23.01.2020 T.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait çiçek yetiştirme seralarında işçi olarak 08.04.2005-13.11.2013 tarihleri arasında çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığı gibi gece çalışan davacının sürekli fazla mesai yaptığını, iş koşullarının düzeltilmesini istemesi üzerine iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili, resmi tatil dini bayram ve asgari geçim indirimi ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, işten ayrılırken kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili, resmi tatil dini bayram alacaklarının ödendiğini, tüm alacaklarını alan davacının bu konuda müvekkilini ibra ettiğini ve akabinde 1 gün sonra başka bir işyerinde çalışmaya başladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizce davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, yıllık izin alacağı yönünden davacının beyanı alındıktan sonra hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, bozma doğrultusunda davacının beyanı alınarak izin alacağı hüküm alınmış, ancak bozma dışı kalan alacaklar hakkında hüküm kurulmamıştır.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 esas, 2007/611 karar, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 esas, 2008/7142 karar sayılı ilamı).
Somut olayda, bozma sonrası Mahkemece bozma dışı kalan alacaklar hakkında hiç hüküm kurulmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay bozma kararı, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma kararı ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında hüküm kurulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 23.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.