YAZILI DELİLLERLE İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ OLMASINA RAĞMEN TARAFLAR, DAVA DİLEKÇESİNDE YEMİN DELİLİNE DAYANDI İSE YEMİN TEKLİFİNDE BULUNABİLİR

YAZILI DELİLLERLE İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ OLMASINA RAĞMEN TARAFLAR, DAVA DİLEKÇESİNDE YEMİN DELİLİNE DAYANDI İSE YEMİN TEKLİFİNDE BULUNABİLİR

T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/16211

K. 2014/8557

T. 26.6.2014

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dava, kiracı tarafından kiralayan aleyhine açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında, kiralanan taşınmazın konut olarak kullanılması amacıyla 1.5.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede kararlaştırılan aylık kira bedelinin 600 TL olduğunu, müvekkilinin kira bedellerini zamanında ödediğini, davalı tarafından İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2012/7965 Sayılı dosyasında başlatılan icra takibi ile 1.12.2011 başlangıç tarihli aylık 2600 TL bedelli kira sözleşmesi uyarınca 2011 yılı Aralık ayı ile 2012 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarına dair kira alacakları toplamı olan 15.600 TL alacağın tahsilini talep ettiğini, kira sözleşmesinin müvekkilinin bilgisi dışında tanzim edildiğini, 1.5.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin tahrifatı ile davalı tarafından düzenlendiğini, belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davacı asil duruşmadaki beyanında; kira sözleşmesini iki suret olarak yaptıklarını bir tanesini kendisinin doldurduğunu ve imzaladığını diğerini de imzaladıktan sonra boş olarak davalıya bıraktığını, davalıya güvendiğini ancak iyi niyetinin suiistimal edildiğini belirtmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davacının uzun yıllardır kiracı olduğunu, kira ilişkisi devam ederken yeniden kira akdi yapıldığını, 1.12.2011 tarihli kira akdinin karşılıklı rıza ile yapıldığını, davacının öncelikle sözleşmeyi iptal ettirmesi gerektiğini, kira akdi yazılı bir belge olduğu için tanık dinletilmesine muvafakat etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece 1.12.2011 tarihli kira sözleşmesinin, ilk kira sözleşmesini düzenleyen aynı el yazısıyla davacı tarafından doldurulduğu, sözleşmede ilk kira sözleşmesinde olduğu gibi 2001 yılı damga pulunun yapıştırılmış olduğu, ayrıca kira sözleşmesinin kiralayan tarafından imzalanmadığı, eski sözleşmeye göre kiracı aleyhine hükümler içerdiği, zaten var olan bir kira sözleşmesi olduğuna göre davalı kiracının yeni bir sözleşme yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sözleşmedeki eski tarihli damga pulunun da kira sözleşmesindeki imzanın daha önce alındığı ve davalı tarafından sözleşmenin doldurulduğunu kanıtladığı, ayrıca yeni tarihli kira sözleşmesinde eski tarihli kira sözleşmesinin feshedildiğine dair herhangi bir kayıt da bulunmadığı, gerekçesiyle davanın kabulüne davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Açığa senet düzenlenmesi hukuk sistemimizde mümkün olup, sözleşmede boş bırakılan kısımların sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden taraf bu iddiasını kesin delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Karşı tarafa güvene dayalı olarak imzalı boş belgeyi veren kimsenin, bu belge üzerine kendisi aleyhine düzenlemeler, eklemeler yapılabileceğini öngörmesi gerekir. Bu sebeple doğacak tehlike ve rizikoları ilk başta kabul etmiş sayılır. Açığa imza atılmak suretiyle düzenlenen belgeler bu belgelerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu kanıtlanmadıkça geçerlidir. Senedin hüküm ve gücünü ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin HMK.'nun 201.maddesine (HUMK. Md.290) göre yazılı belgeyle kanıtlaması gerekir. Yazılı delille ispatı gereken hususlarda diğer tarafın açık muvafakatı olmaksızın tanık dinlenemez.

Somut olayda, davacı kiracı, davalı kiralayan tarafından yapılan icra takibinde dayanılan 1.12.2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesindeki imzasını kabul etmekle birlikte bu sözleşmenin 1.5.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlenirken boş olarak davalı kiralayana verildiğini iddia etmiştir. Ne var ki yazılı kira sözleşmesi karşısında davacı kiracı bu iddiasını sunmuş olduğu delillerle kanıtlayamamıştır. Ancak davacı vekili dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan mahkemece davacı kiracıya, kira sözleşmesinin davalı kiralayana imzalı ve boş bir şekilde verildiği ve davalı kiralayan tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu hususunda, davalı kiralayana yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 Sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.6.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.