YAZILI FESİH BİLDİRİMİNDEN FESHİN AÇIK VE KESİN SEBEBİNİN GÖSTERİLMEMESİ, FESHİN GEÇERSİZLİĞİ SONUCUNU DOĞURUR

YAZILI FESİH BİLDİRİMİNDEN FESHİN AÇIK VE KESİN SEBEBİNİN GÖSTERİLMEMESİ, FESHİN GEÇERSİZLİĞİ SONUCUNU DOĞURUR

T.C.

Yargıtay

22. Hukuk Dairesi

2019/3903 E. 

2019/11000 K.

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin ....’nin davalı ... projesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışırken, asgari ücret zamları ile ilgili yeniden fiyat değerlendirilmesi yapılmak üzere ihalenin feshedilmesi sonrasında, iş sözleşmesinin yazılı fesih bildirimi olmaksızın, hiçbir sebep ve gerekçe de bildirilmeksizin “bir daha gelmeyin” denilmek suretiyle toplu çıkış yaptırılarak feshedildiğini, davacıya fesih nedeni açık ve kesin olarak bildirilmediği gibi savunmasının da alınmadığını, çalıştığı süre içerisinde iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebeple feshine neden olabilecek herhangi bir davranışı olmadığını, işveren usulüne uygun olmayan fesih bildirimi ile “feshin son çare olması” ilkesini ihlal ettiğini, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek, yapılan fesih işleminin geçersizliğinin tespitine, aynı işe, aynı görev tanımı ve unvanı ile özlük haklarında herhangi bir değişiklik olmaksızın iadesine, fesihten itibaren boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık brüt ücretinin ve sosyal haklarının davalı işverenden tahsiline, işe iade kararına uyulmadığı takdirde iade kararına aykırılıktan dolayı 12 aylık brüt ücret tutarında işe başlatmama tazminatına karar verilmesi talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı ... vekili; davacının davalı İdarenin çalışanı olmadığını, ....’nin personeli olduğunu, davacının güvenlik görevlisi olarak ihale kapsamında çalıştığını, idarenin davada hasım gösterilmesinin doğru olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin sona ermesinde İdarenin hiçbir rolü bulunmadığını, diğer davalı şirket ile... Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresinde çalıştırılmak üzere özel güvenlik görevlisi hizmeti alımına ait sözleşmenin imzalandığını, hizmet alım sözleşmesi yönünden işletmesel bir karar alınarak ihale konusu işin idare personeli eli ile yürütülmesi yoluna gidildiğini, 31.12.2015 tarih ve 29579 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan karar ile, 01.01.2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere asgari ücrette artış yapıldığını, bu artış sonucu 31.08.2013 tarih ve 28751 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre, bu tür hizmet alımı ihalelerinde ödenecek fiyatların yeniden belirlenmesi zorunluluğu ortaya çıktığını, idarenin mevcut güvenlik personeli ile güvenlik işinin devam etmesi hususunda işletmesel bir karar alınmasına yol açtığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin sonuna eklenen 12.07.2007 tarih ve 26226 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kanun'un 18. maddesine göre, davacının idareden işe iadesini talep edemeyeceğini, ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Davalı ... vekili; diğer davalı ... ile yapılan ihale sözleşmelerinin, Genel Müdürlüğün talebi ve kurmuş olduğu baskı sonucu karşılıklı olarak feshedildiğini, bu nedenle firmanın davacıya verebilecek işi bulunmadığını, ihale yolu ile kendisine yeni bir iş verilmediğini, firmanın diğer davalı ... iş sahibi olduğu işlerde, 1.700 civarında işçi çalıştırmakta iken bu işlerin tamamının feshedildiğini, firma aleyhine 1.500 civarında işe iade davası açıldığını, firmanın davacıyı yeniden işe almasında fiili imkansızlık bulunduğunu, işçinin sözleşmesinin yapılacak işleri kalmadığından “18 kodu” ile feshedildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

Mahkemece, 27.06.2018 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinin birinci fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse Aynı Kanun'un 21.maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir.

İş Kanununun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlığını taşıyan 25.maddesinin son fıkrasına göre işverenin haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiği durumda fesih bildiriminin yazılı yapılması koşulu aranmaz.

Somut olayda, davalı tarafça, davacıya iş sözleşmesinin feshinin yazılı fesih bildirimi ile tebliğ edildiği ancak davacı tarafından fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina edildiği savunulmuş buna dair de dosya içerisine tanık imzaları içeren tutanak sunulmuş ancak Mahkemece bu husus değerlendirilmeksizin karar verilmiştir. Dairemizin 19.10.2017 tarihli bozma ilamı ile bu hususa ilişkin tutanak tanıkları dinlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi yönünden karar bozulmuştur. Bozma ilamına uyan Mahkemece yazılı fesih bildirimin yapıldığı kabul edilmiş ise de davalılardan .... tanık dinletmeyeceğini beyan etmiş ve davalı ... ise tanık bildirmemiştir. Bu aşamada davalıların tutanak içeriğini ispata yarar delil sunmadıkları anlaşılmaktadır. Kaldı ki davalı .... tanık dinletmeyeceğine dair beyanından sonra bildirdiği tanıklardan birinin işveren vekili olduğu ve beyanlarda anlatılan tebliğ usulü dikkate alındığında Dairemizin emsal 2018\16169 esas sayılı seri dosyalarında kabul edildiği üzere açık kesin fesih sebebini içeren fesih bildirimin davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği ispat edilmiş değildir. 4857 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymamak feshi geçersiz kılar. Yazılı fesih bildiriminde, fesih açık ve kesin sebebinin gösterilmemesi, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur.

Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;

1-Mahkemenin esas ve karar numarası yukarıda yazılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının ... iş yerindeki İŞE İADESİNE,

3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalıların müştereken ve müteselsilen ödemesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının dört aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,

4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gerektiğinin BELİRLENMESİNE,

5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,

6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

7-Davacı tarafından yapılan 136,70 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

8-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.05.2019 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.