ZORUNLU TAKİP ARKADAŞI UNUTULMUŞ İSE SONRADAN TAKİBE DAHİL EDİLEBİLİR
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
2015/5702 E.
2015/16161 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı … tarafından İİK’nun 150/ı maddesine göre ipoteğin paraya çevrilmesi sureti ile başlatılan takipte İpotekli taşınmaz maliki olan şikayetçi vekilinin icra mahkemesine başvurusu; asıl borçlu …. Şirketi hakkında takip yapılmadan ve ödeme emri tebliğ edilmeden doğrudan ve sadece taşınmaz maliki hakkında takip yapılmasının İİK’nun 149. maddesine aykırı olduğu iddiası ile takibin iptaline yönelik şikayettir. Mahkemece, takip talebinde gösterilmeyen borçluya teşmil sureti ile takibin yürütülmesinin mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 150/ı maddesi uyarınca, ipotek akit tablosu, kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermese bile, borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli krediler şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran taraf (alacaklı), krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin noter marifeti ile krediyi kullanan tarafa (borçluya) gönderildiğine dair noterden tasdikli bir sureti icra müdürlüğüne ibraz ederse icra müdürü İİK’nun 149. maddesine göre işlem yapar.
İİK’nun 149. maddesi hükmüne göre ise; “İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” düzenlemesine yer verilmiş olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
HMK’nun 124/3. maddesi uyarınca; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4. fıkrasında da “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir. Dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK’nun 124/3. maddesi uygulaması ile anılan kişi sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksiklik giderilebilir. Dairemizce 6100 sayılı HMK’nun belirtilen bu maddesi ile getirilen değişik düzenlemeye bağlı olarak yukarıda açıklanan şekilde içtihat değişikliğine gidilmiş olup, karar gerekçesinde yer verilen ve Dairemizce 1086 Sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde benimsenen 15.10.2005 tarih ve 2005/16151 Esas ve 2005/20848 Karar sayılı içtihadının uygulama yeri bulunmamaktadır.
Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş “amir hükümlere” aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Hukuku-1988 Baskı cilt:1, sh:94-HGK. 22.01.2003 tarih, 2003/12-17 E. 2003/29 K.).
Somut olayda, ipotek veren şikayetçi … hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, ancak İİK’nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediği görülmektedir. Bu eksiklik İİK’nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebilir.
Bu durumda, borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçlu şirkete yöneltilmesi için alacaklıya ara kararla kesin süre verilmeli, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi) halinde şikayet konusuz kalacağından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.